"gittim gönlümü herifin tekine verdim! ulan öyle de güzel sevdim ki, kimseden saklayamaz oldum, annem bile öğrendi sonunda! nasıl, bu beni çekip vurmana yeter mi? yoksa daha anlatayım mı?"
"bu herif ne zamandır böyle masum bakıyordu? turan, neyi gözden kaçırdığını, olayların böyle tersine dönmesine nasıl yetişemediğini anlayamıyordu. bomboş bir ifadeyle solcuyu izlediğini fark ederek toparlandığında kurtuluş'un masum ifadesi tatlı bir gülümsemeyle çatladı."
"çok mu içerledin oğlum, hayırdır?"
"sana bir şey diyeyim mi solcu? istediğin kadar dalga geç, ama ben aynı sofrada oturup eğlendiğim adamdan yok yere yumruk yediğimde içerlerim."
"askerlik nasıldı?"
"askerlik gibiydi. bir yıl evden uzak olunca hangisi gerçek evin emin olamıyorsun."
"ilk zamanlar öyle olur, zamanla alışırsın."
"alışırız herhalde. burası nasıldı? ben yokken meydanı iyice boş bulmuşsundur."
"doğru söylüyorsun, meydanı bayaa boş buldum."
sdby okumak bir kültürdür. ben solkücü insanıyım. sen seversin, sevmezsin beni ilgilendirmez. ben her gün sdby okurum. ya biraz başka kitaplar oku dersin beni hiç alakadar etmez. insanlardan “helal olsun” diyenler duydum. bu bambaşka bi sevdadır.