Mahmut Efendi Hazretleri’nin cenazesiydi, her yer tıklım tıklım dolu, hava aşırı sıcak, Fevzi Paşa Caddesi’nde yürüyoruz. Yan yana yürüdüğüm bir ağabey cadde üzerinde bir iki tane olan su şişelerini topluyordu, İlk başta ekmeğini çıkarmaya çalışan bir ağabey zannettim.
İhsan Hoca ve arkadaşları, doktora için Fransa’ya gittikten bir kaç ay sonra Fransa’da bulundukları süre zarfında, buradaki hayasızlıklara karşı kendimizi kaptırırız diyerek Türkiye’ye dönmeye karar verirler ve vedalaşmak için Muhammed Hamidullah Hoca’nın yanına giderler.
Üstad Sezai Karakoç’un “Kötülükleri bitiremeyiz ama iyilikleri çoğaltabiliriz.” cümlesinin en somut örnekliğini o gün yaşamıştım. Evet, kötülüğü azaltamayabiliriz ama iyilikleri çoğaltabiliriz.
“Yarın, malum cenahın tüm medyası burayı yaftalayacak ve kötülemek için ellerinden geleni yapacak, ben de onlara malzeme vermemek için elimden geleni yapıyorum.” diye cevap vermişti. Cevap gerçekten harikaydı.
Abi bu cevabı verir vermez bizlerin bu diyaloğunu duyanlar da yerdeki şişeleri toplamaya başladılar ve arkamıza baktığımızda sayımız on civarındaydı. Bazıları bu diyaloğa eşlik edip çöpleri toplamaya başlarken sanırım diğerleri de kendilerini bunu yapmaya zorunlu hissetmişlerdi.
Meydan tıklım tıklım olunca, ister istemez çiğnenmesin diye etrafı demirlerle çevrilen demirlerden bir kaç tanesi kırılmıştı. Ertesi gün, yazacak bir şey bulamayan malum cenahın medyası, kırılan demirleri haber konusu yapmıştı.
Şunu da ifade edeyim ki, bu cevabı veren ağabey çok haklıydı. 1976 yılında Muhammed Ali, İstanbul’a geldiğinde Sultanahmet’te Cuma namazını kıldıktan sonra Sultanahmet Meydanı’nda halkı selamlayacaktı. Fakat meydan o kadar kalabalıktı ki, polisler bile kontrolü kaybetmişti.
Daha sonradan elindekiler çoğalmaya başlayınca, ilerideki çöp kutusuna atıp tekrardan toplamaya devam edince öyle olmadığını zannettim. Vereceği cevabı az buçuk tahmin ediyordum ama yine de yanına gidip niye topladığını sormak istedim.
Yanına gidip, selam verdikten sonra “Neden topluyorsun abi?” diye sordum. Cadde çok kalabalık olduğu için sorduğum soruyu yanımızdaki diğer ağabeyler de ister istemez duydu. Sorduğum soruya şişeleri toplayan ağabey, şöyle cevap verdi:
Bu reçeteyi, İhsan Hoca ve arkadaşları, Fransa’da doktora yaptıkları dönemde bir alışkanlık haline getirdiler.
Yaşadığımız dönemde, kendimizi haramlara karşı muhafaza etmek için bu reçete günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Eklemeler yapılabilir ama çıkarma asla.
1- Haftada sadece 1 gün et yiyeceksiniz.
2- Sokağa yalnız çıkmayacaksınız. Birinizin işi olursa arkadaşını da alıp götürecek.
3- Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutacaksınız.
Bu bir emirdir” der. İhsan Hoca ve arkadaşları Hamidullah Hoca’nın yanından ayrılırlar.
“Onlar milletvekili olmak için, ihale almak için, işini görmek için çalışırlar. Biz Allah’ın rızasını kazanmak için çalışırız.”
- Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Muhammed Hamidullah Hoca’ya: “Hocam, Allah’a ısmarladık” demeye geldik dediklerinde: “Nereye gidiyorsunuz, İngiltere’ye mi, Almanya’ya mı? diye sorar. H. Hoca, gezmeye gideceklerini zanneder. İhsan Hoca ve arkadaşları da: Türkiye’ye geri dönüyoruz, okumaktan vazgeçtik.” derler.
Hamidullah Hoca, kolay kolay sinirlenmeyen biridir, elini masaya vurur ve: “Gitmeyeceksiniz!” der.
“Hocam günah işleriz.” dediklerinde de: “Gitmeyeceksiniz ve benim dediklerimi uygulayacaksınız!” der ve saymaya başlar.
Hamidullah Hoca birden ciddileşir ve nedenini sorar. Hoca’ya: “Buradaki hayat çok kötü. Bu hayasızlık karşısında kendimize hâkim olamayacağımızı zannediyoruz. Biz Hz. Yusuf değiliz. Bozulmaktansa geri dönelim diye düşünüp böyle bir karar aldık.” derler.
Bir kavram eğer ki çok fazla dile getiriliyorsa bu iki şeyden dolayıdır:
1- Eksikliğinden
2- Öneminden.
Maalesef bugün ülkemizde adalet kavramının çok fazla dile getirilmesi adaletin öneminden değil, adaletin eksikliğinden dile getirilmektedir.
- Muhammed Emin Yıldırım
Özellikle, laikliğe aykırı davranmakla yargılandığı davada, mahkeme arasında namaz kılması, onun diğer siyasetçilerden ayırıyordu. Çünkü o, diğerleri gibi sadece söylemde kalmıyor, eylemde de söylem birliğini yerine getiriyordu.
@kendinesekuler
@ProfDemirtas
Akp bir partiden ziyade bir zihniyet. Lale devri zihniyetinin cumhuriyet dönemi yansıması. Onun için öncelikle zihniyetle mücadele edilmesi gerekir. Akp gider, yerine daha beteri gelir, bizim karşı olduğumuz şey partiler değil, partilerin zihniyetleridir.
Erbakan Hoca’nın AKP döneminde yaşanan intiharlar hakkında açıklaması: “Senedini ödeyemiyor, borcunu ödeyemiyor, aç, işsiz, çoluğuna çocuğuna bakamıyor, eziliyoruz, bu ezilme karşısında insanlar intihara gidiyorlar.”
“Bu davada Allah size 100 adım atacak güç vermiş de, siz 95 adımını atmışsanız; Allah ahirette sizden kalan 5 adımın hesabını sorar.”
- Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Artan kira fiyatlarına karşı, yapılacak zamlara karşı %25 sınır koyan devlet yöneticilerinden, aynı oranı özel üniversitelerin 2022-2023 ücretlerinde de uygulanmasını istiyoruz.
#zammigericekizu
Kudüs’ün özgür olabilmesi Müslümanların hakimiyeti ile, Müslümanların hakimiyeti ise Asr Suresi’nde müstesna olan Müslüman kimselerin çoğunluğuyla veya komutanlığıyla mümkündür.
Nureddin Yıldız hoca der ki: “Kudüs’ü konuşmak bir vebaldir. Abdestsiz Kur’an-ı Kerim tutulmayacağı gibi ciddiyetsiz de Kudüs konuşulamaz. Kudüs’ü konuşmak sadakat ister. Diplomaların fethettiği çocuklar, Kudüs için çalışamazlar."
Kuran-ı Kerim’de zekât verme ile namaz kılmak, 26 yerde birlikte zikredilmiştir. Namaz, bireyi fenalık ve kötülüklerden alıkoyarken, zekat toplumdaki sınıfsal ayrışmayı önlemekte, sosyal adaleti ön plana çıkarmaktadır. İslam; namazla bireyi, zekatla toplumu ıslah etmeyi amaçlar.
@c_ahmethoca
Șu İran'a duyduğumuz kin ve nefreti; ABD, Rusya, İsrail için de hissetmedikçe öyle zannediyorum ki Müslüman olamayacağız.
ABD, Irak'a giriyor: Zaten araplar hak ettiler
ABD, Rusya Suriye'ye giriyor: Zaten Esed zalim.
ABD, İran'a saldırıyor: Onlar zaten Şii. Ehli beyt düşmanı.
Kitapyurdunu bırakalı çok olmuştu, Ravza Kitap, kitapları geç ulaştırıyor olabilir, bunun nedeni de Kitapyurdu gibi büyük bütçe ve sermayeye sahip olmadığı için deposunda olmayan kitapları, dışarıdan sipariş etmek zorunda kalıyor.
Biz Ravza Kitap’tan devam…
@ravzakitapcom
Muhsin Yazıcıoğlu bugün yaşasaydı ne söylerdi?
“Bütün insanlığı, İsrail’in vahşeti karşısında tavır almaya, Filistin halkının yanında yer almaya çağrıyorum.”
İsrail’de (İşgal edilmiş Filistin topraklarında) yangın olduğu zaman hemen helikopter yollayan İslam ülkeleri (Türkiye dahil), Gazze için, kılını kıpırdatmıyor. Bir gün, Kudüs özgürlüğüne kavuşacak, o zaman sizler de tarihe kara leke olarak yazılacaksınız.
Madem ülkeyi 60-70 yıl önceki CHP zihniyetine teslim etmek istemiyorsun, baban (Erbakan Hoca) neden 1974 yılında CHP ile koalisyon kurdu?
Cumhur ittifakına katıldı diye, Milli Görüş Hareketi’nin tarihinde Kıbrıs Hareketi’nin yapılmasına vesile olan koalisyonunu da eleştiriyor.
Allah, faizi vaazlarda ‘faiz haramdır’ diye konuşasınız diye değil; yeryüzünden faizi kaldırasınız diye haram kılmıştır. İslam konuşulan değil, uygulanan/yapılandır.”
- Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Rasim Özdenören, İslam iktisadında faizin konumunu çok güzel irdelemiş. Ve mevcut sisteme ufak da olsa islami bir eleştiri getirmiş, verdiği sıfır ve yok (adem) örneği ise bazı açmazların çözülmesi açısından önemli bir husus.
Türkiye’de Muhsin Yazıcıoğlu’nu sevenlerin çoğu, aslında hiçbir zaman oy vermemiş, onu eleştirmiş insanlardır. Yazıcıoğlu, vatansever, dürüst bir insandı. Muhsin Yazıcıoğlu, bugünün Türkiye’sinde yaşasa bugün onu sevenler tarafından fitneci ilan edilir ve oyu %1’i geçmezdi.
Üstad Sezai Karakoç’un Seyyid Kutup’un ölümünden sonra yazdığı yazıdan bir bölüm:
“Seyyid Kutub'un Mısır'da asılması göstermiştir ki, İslam, tam anlamıyla çağın içindedir, çağın aksiyonunun ortasındadır... Çağdışı olmuş hiçbir inanç ve dünya görüşünün adamı asılmaz.”
Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir!
#UluHakan
#Abd
ülhamidHan 100. yılının sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz.
Mescid-i Aksa adeta savaş alanı, gaz bombaları atılıyor, plastik mermiler kullanılıyor, yaralıların hastaneye gidilmesine izin verilmiyor. Ülkede bir siyasetçi, bakan, parti genel başkanı açıklama yapmıyor. Neyi bekliyorsunuz?
Cuma Hutbesi’nde milli piyangoya değinmek yok, sadece alkole değinmek var ama hutbeye göre sadece içen günahkar. Satan, satılmasına dolaylı yoldan katkısı olanlara laf yok. İşte aradığımız hutbe. Bu hutbe bizleri belirli bir süre daha uyutmaya devam eder.
“İslam açık büfe değildir. Sadece istediğini seçip alma hakkına sahip değilsin. Ya İslam'ın tümünü alın ya da onu terk edin.” der Seyyid Kutup. Bu çağda reformist ve muhafazakarların en çok yaptığı şeydir ayet seçmek.
Piyango bileti basan devletin idarecisine Hazreti Ömer muamelesi yapan dindarın, piyango bileti alan vatandaşa “gavur” muamelesi yapması, işte muhafazakarlık.
İslâm bizi algıların türettiği karanlıktan kurtarmadıysa henüz bize ulaşamamıştır. Ulaştıysa ilk yapacağımız iş kâfirlerin faaliyet alanını daraltmak olacaktır.
| İsmet Özel
Erbakan, diğer siyasetçilerden üslup, mizah, söylem ve eylem açısından oldukça çok farklıydı. Bu farklılık da onu diğer siyasi parti liderleri ve siyasetçilerden farklı kılıyordu.