İstanbul Üniversitesi/Türk Dili ve Edebiyatı. Folklor YL.
#mitoloji
çarşambası
@mitcarsamba
,
@duzensizki
. Adam kargışlarım, kadimden hikaye anlatırım.
Hatırlatma ve görmeyenlere gösterme amaçlı içerik ürettiğim kanal linklerini aşağı bırakıyorum, özellikle mitoloji, vampir ve cin hikayeleri gibi şeyleri seviyorsanız takip edebilirsiniz:
YouTube:
Spotify:
İnsanların "Türkçe" algısında bir bozukluk var. Gönderide Türkiye Türkçesi konuşarak gidebilirsiniz demiyor, Türkçe konuşarak gidebilirsiniz diyor. Haritadaki tüm coğrafyalarda da Türkçe konuşuluyor. Bu bilgi niye bu kadar göt yakmış onu anlamadım.
Ben halk şiirimizi, türkümüzü seviyorum ya. Bir dönemler birilerinin o kadar az kelimeye o kadar çok duygu ve karakter sığdırabilmiş olması bu zilletin içinde bir yerlerde hala karakter, haysiyet yatıyor olabileceğini hissettiriyor bana.
İmamın paltoyu ters giymesi müthiş olay ya. Şimdiye kadar Müslüman Roma diye kafa ütüleyeceğinize pagan Anadolu hareketi başlatsaydınız bir arpa boyu yol alırdık en azından..
Evrim ağacının arılarla ilgili videosunu izliyordum, bir bölümde “oğul verme” adının absürt olduğunu, çünkü arı kovanlarında çalışan arıların büyük bir çoğunun dişi olduğunu söylüyor. Türkçeyi bu yüzden bilmek lazım işte.. Oğul kelimesi Türkçede direkt çocuk anlamında.
Kimse kimsenin vaazını dinlemek zorunda değil, bunu anlamıyorlar asla. Siz ufak bir cemaat, neyi ve kimi dinleyecekseniz dinleyin. Ama çocuğunu yeni uyutmuş bir insanın huzurunu kaçırmayı hak görüyorsanız eyvallah, bu günler de elbet biter.
Ben bunu cidden anlamıyorum ya, dün Nevşin Mengü'de kızın yayınını izledim. Annem hemşire, babam öğretmen diyor. Sen bulunduğun muhitin en iyi okullarından birinde okuyorsun. Yetmiyor büyük ilgi alakayla haberini yapıyorlar. Türkiye sana düşman olmaman için daha ne verebilir?
Bir adam Nobel alıyor, ertesi gün onun mübarek kabrine ödülü götürüyor. Biri uzaya çıkıyor, çarh-ı felekte onun adını sesleniyor. Hamasetle değil minnetle yapıyorlar bunu. Kavrayamadıkları şey bu.
Abi uzaya gitmişsin, 85 milyonluk memlekette kimsenin yaşamadığı bir olayı yaşıyorsun, eline her mikrofon geçtiğinde Atatürk diyorsun.
İnsan bi hayret belirtir heyecanını ifade eder falan adam 23 nisan töreninde konuşan ilkokul öğrencisi gibi.
The Siberian Unicorn :
Reconstruction of an Elasmotherium, an extinct species of rhino that lived in the Eurasian area in the Late Pliocene and Pleistocene eras (around 39000 years ago)
This animal could have been the basis for the unicorn myth that has persisted for thousands
İmamın paltoyu ters giymesi müthiş olay ya. Şimdiye kadar Müslüman Roma diye kafa ütüleyeceğinize pagan Anadolu hareketi başlatsaydınız bir arpa boyu yol alırdık en azından..
Tespit edebildiğim kadarıyla Karadeniz türkülerinde "eller duyar" korkusu yok denecek kadar az. Genelde anasının yanında kızı kucaklama, kızını vermediği için babasını vurma minvalinde ilerliyor konular.
Ertuğrul Gazi türbesi kapısında gerçekten bu kılıkta adamlar mı nöbet tutuyor? Korkunç bir şey bu ve aşırı komik bir yandan da. Gerçeklikle bağını iyice kopartmış bunlar.
Bizim evde yarı Türkçe yarı Gürcüce konuşulur. Mahallede de aynı. Dedeme bin kez söyledim, öğret bana dedim, üşendi öğretmedi. Ben şimdi dedemin üşengeçliğinin faturasını devlete kesip anadilimiz unutturuluyor filan diye çığlık mı atmalıyım sağda solda?
Bir çocukla konuşuyordum. Adı İsmet, fotoğrafını bulursam koyarım. Neyse evine gittim beraber film izledik seviştik falan sonra evdekiler aradı acil gel diye. Sevişmenin ortasında kalkıp eve geldim. Neyse eve geldim dedem rahatsızlanmış ama önemli bir şeyi yokmuş. +++
Vatikanda turistin biri tur rehberine “vatikan roma’nın içinde olduğu halde neden kendi surları var?” sorusunu sorunca tur rehberi “içinizde Türk var mı?” diye sordu. Elimi kaldırınca “işte bunlar yüzünden” dedi.
Hayatımın en gururlu anıydı.
Purbach'ta, bir evin bacasında bulunan Türk kafası.
1500'lü yıllarda bir grup Türk atlısı Purbach'ı yağmalamaya geldiğinde köylüler ormanlara kaçmıştı. Fırsattan istifade bir Türk askeri, evlerden birinin şarap mahzenine girdi, ne bulduysa içip sarhoş oldu.
Bu Hıdırellez'e dilekler kabul olmuş vaziyette girdik, gül ağaçları bir sene daha beklesin..
Muhlama ve kuymak hakkındaki antlaşmamız süresiz uzamıştır.
Şeytanın herhangi bir yere çıkıp tepineceği fikrini benimsedin eyvallah, buna hiçbir şey demem de, annenizin ninenizin ritüellerini siyasete alet edecekken beş altı kere düşünün, araştırın, öyle paylaşın. Naçizane önerimdir.
Bakın bu kültürel emparyalizmin son noktasıdır.. Çetelerimiz Köroğlu, Sapancalı Şeytansiken vb. çete isimlerini bir kenarı bırakıp Amerika'nın Dalton'unu benimsiyorsa orada bir arıza ararım..
Kütahya'da 2 farklı silahlı yaralama olayını, kendilerine 'Daltonlar’ diyen suç örgütünün yaptığı belirlendi.
Türk Polisi, Dalton çetesine "Redkit" adlı operasyon düzenledi.
Operasyonda, O.K., A.K., M.K., R.K. ve A.A. isimli çete üyeleri gözaltına alındı.
Bu veledlere tıpkıbasım Evliya Çelebi Seyahatnamesini dayayacaksın, Balkanlarda ne kadar sikindirik köy adı varsa okutmaya çalışacaksın. Sonra bu meseleleri tekrar tartışırız.
Siz "Evet ağaç süslüyor ve yılbaşı kutluyoruz" demedikçe, bunu olmayan "atalara" dayadıkça tepenize biniyorlar bunu anlamıyor musunuz cidden. Ezilip bükülmeyi gerektirecek bir durum yok. Ağaç süsleyip yılbaşı kutladığınızı gizleme ihtiyacı duydukça daha da binerler tepenize.
Üsküdar’da vaktinde At Türbesi diye bir türbe var. Bu türbede II. Osman’ın en sevdiği atı Sisli Kır yatıyor. Fakat bir süre sonra halk arasında oranın adı At Evliyası oluyor ve İstanbul’un dört bir yanından hasta atlar getirip orada iyileşmeleri için dua ediyorlar.
Erkek ya da kız ayrımı yok yani, bugünlerde ayrı kullanıyoruz yalnızca. Eski Türkçede oğul ya da oğlan, cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklara verilen isim.
Yusuf Halaçoğlu bu yavşağın götüne Amerikan, İngiliz, Fransız belgeleriyle mum dikerken "Bunlar uydurmadır" diye ağlıyor ama işine gelince Amerika'nın sik sok gazetesini kaynak göstermeyi de pek iyi biliyor yavşak.
1931 yılı ABD basını - "Kadınlara düşkündür" diye fısıldıyorlar, "Gerçi yeniden evlenmedi ama evlat edindiği kızları ne güne duruyor."
İma edilen şey belli. Yazları kaldığı Dolmabahçe Sarayında kızlarının eskiden Sultan haremi olan dairede kalmaları da bu söylentiye renk
Denklem aslında çok basit. Tolkien ırkçıysa, eserini çekmeyin. Kökten “cancellayın”. Irkçı deyip üzerinden para kazanmak, onun eserinin seyrinden zevk almak sizi ikiyüzlü yapar. Irkçı değilse, elfleri beyaz yapmasında bir artniyet olmaz, böylelikle filme de beyaz çekebilirsiniz.
Kurban etini parçalara bölerken “İbrahim’e koç inmese bugün hangimiz giderdik” tartışması dönüyor. Bu millet paganlıktan kurtulamadı dedik kaç kere, yine diyoruz...
Üsküdar’da bir kadın, Valide-i Cedid Camisini görüp, “Bu cami ne zaman yapıldı, geçen geldiğimde yoktu” dedi.. Şimdi mezarına kadar takip edip dirildiği an göbeğine kazığı çakacağım. Bin yıllık cami geçen geldiğinde nasıl olmaz ablacım..
Şaka bir yana, ceza çok doğru olmuş. Umarım o tüfeği bir daha evinden dışarı çıkartamaz. Soyu kırılan hayvanları vurmamayı böyle öğrenecek bu millet. Vurana ev hapsi filan bile verilebilir hatta.
Allah aşkına şu kitaplarda dipnotları son sayfalara koymayın.. bir oraya bir buraya gitmekten kitabı okuyamıyoruz. Bunu yapan yayınevlerine duyurudur..
Evet arkadaşlar, ders bir. Türkçenin birden fazla lehçesi bulunur. Tarihi süreçte birbirinden ayrılarak geniş bir coğrafyaya yayılan Türk boylarının Türkçeleri haliyle farklılaşmıştır..
Orta Doğu’da “ölümün olmadığı yer” adıyla bir motif var. Bazı yerlerde hiç mezar olmadığı için oralarda ölümün de olmadığına inanıyorlar. Ama mezar olmamasının asıl sebebi oradaki insanların ölüleri yemesi..
Olaydan bağımsız bizdeki tarih anlatısı neden Karamanoğulları gibi Türk beylikleri de “Haçlı” gibi belliyor acaba. Neymiş, herhangi bir beylik Bizans’la anlaşmış da, Osmanlı’yı yıkacakmış. E sen de kız aldın Bizans’tan, sen de onu yıktın olm hahahahah.
Senelerdir dilimizde tüy bitti, şu güzelim yazmaları sergi sergi gezdireceğinizi gavurun yaptığı gibi tarayıp online erişime açın. Kendi eserlerimizi yalnızca camın arkasından görmek zorunda kalmayalım.
İnsanlar gerçekten geri zekalı oldukları için bir açıklama daha yapayım. “Oğul vermek” bir deyimdir ve deyimler, günümüz koşullarına göre değişmez, kalıp ifadelerdir. Bu yüzden “oğul vermek” deyimini açıklarken, oğul kelimesinin eski anlamını bilmek zorundasınız. Türkçe öğrenin.
Bugün 'alınyazısı' dediğimiz şeyin bir Moğol masalında cisimleşmiş halini gördüm. Şöyle, kahraman alnını bıçakla kesip açıyor, içinden bir kitap çıkartıyor, bu kitapta dünyanın en güzel kadınının adı yazıyor ve onunla evlenmesi gerektiğini düşünüp yola çıkıyor..