Ekrem Başkanım Şehrimize Hoş Geldiniz!💐
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız
@ekrem_imamoglu
’nu tarihi belediye binamızda ağırlamaktan mutluluk duyduk.
3, bilemedin 4 balık mafyası uğruna bitti memleketin balığı.
Parmak kadar lüfer tezgahta, utanmadan bağıra bağıra satıyorlar. "Kaç yıldır buradasın, gözünün önünde kaç çeşit eksildi. 3 yıldır lüfer de lüks oldu" diyorum, "Haklısın" diyor.
Geçen yıl da demişti, değişmiyor.
Arkadaşlar, bunlar yalan.
100 ml gül yağı 100 Lira olamayacağı gibi "yasemin yağı" diye bir şey de yoktur ( "yasemin abzolüsü" vardır, farklıdır).
Güvenmeyin bunlara. Her iki yılda bir benzer şeyleri söylüyorum, evet, haklısınız. Gelin görün ki ben bıktım, onlar bıkmadı.
Bedelsiz verilen, hatta çöpe atılan balık kafaları satılmaya başlanmış. Üsküdar'da 2 farklı tezgahtan bu görüntüler. Teki 30, çifti 50 lira.
Önümdeki hanım tekini alamadı. "Çorba yapacağım, 10 liraya olur mu?" diye sordu.
Bunun ucuzu yosun. İç paralıyor.
Sebep olanların...?
Kahve & faşizm üstüne kısacık:
20. yy başı, İtalya. Sokakta kahve yaygınlaşırken aynı yaygınlık evlerde yok. Büyük makineyle buhar infüze edebiliyorsunuz ama evde bu mümkün değil, yer kısıtlı.
Luigi Bezzera’nın 1901 patentli şu aleti mesela, ne kadar ufalsa da hala lenduha.
-Bu bir karpaçyo hanımefendi, dürüm değil.
-Kontamine edilip kenara konan hardal bir sonraki serviste mi kullanılacak?
-Üzerine boca ettiklerimizi bıraksak da misafir kendi zevkine uygun miktarda mı koysa?
-Havalı sert hareketler yerine neredeyse tabağa giren saçları toplasak mı?
Çıktı!
Bir omuz verelim mi dostlar? Bu görseli paylaşabilir, beğenebilir, içeriğinden bahsedebilir, okumak için satın alabilir, sevdiklerinize tatil hediyesi olarak düşünebilir, türlü şekilde “burnunuzun dikine gidebilirsiniz” : )
"Akide şekeri de 'akdimiz bozulmasın' manasına ulufe zamanı hazırlanırdı. Mesele sadece 'ağzımız tatlansın' değil burada, yoksa lokum da yiyebilirdi...akide ağızda kolay erimez...uzun sürer. Akdin dayanıklı olmasına dair bir dilektir bu"
Mehmet Ö. Alkan
İstanbul Lezzetleri'nden.
Bir aklıevvelin 2013 yılında "çıkar lobileri"ni (interest lobbies) Türkçe'ye "faiz lobisi" olarak tercüme etmesiyle beraber yanlış çeviriye dayanan politik bir söylem türedi, inanılır gibi değil.
Evvelen defaatle anlattığım ve çay örneğinde de tartıştığımız gibi sodyum klorür, bitter almaçları bloke eder, bitter tadı baskılar. Şerbetçiotu da biraya sadece aroma vermez, aynı zamanda bitter uyaranlar devreye girerler.
Ezcümle, tuzlu bira daha tatlı ve kolay içimli olur.
1940’lar, Paris Alman işgali altında. Guerlain, Kriss isimli bir parfüm çıkarıyor. Parfümün “oryantal fujer” diye tanımlanan bir koku profili var. Türünün “oryantal” olmasının pek çok sebebi var, birini az sonra anlatacağım.
Korkmayın, çok uzun bir zincir/flood değil bu.
“Her evden balyalarla biber pazara getirilir, karşılığında Roma gemilerinden kıyıya keselerle altın taşınırdı” diyor bir Tamil şair. Biber, dünyaya Hindistan’ın güneyinden yayılıyor.
"Müsaitlik olması" nedir ya Allah aşkına arkadaşlar? "Müsait misiniz?" yerine "Müsaitliğiniz var mı?" niye kullanılıyor? Kim çıkartıyor bu garip kullanımları?
Dostlar, Romalılar,
Türk Lirasının çöküşü ve enflasyonun patlaması ile beraber üreticiler koşullara uyum sağlamaya çalışıyorlar.
Farkındayız ki çoğu üründe paket içerikleri küçüldü. Misal, kare çikolata 60 grama kadar indi.
Ancak gramaj oynamasından da önemli şeyler var.
Efsane Afyon konserinin (1987) hemen öncesi Atatürk Stadında onlara ayrılan hakem odasında Mercury, May ve Deacon (Queen) ses açma provası yapıyorlar. Son beş dakika. Yaklaşık bir saat sonra grup "Emirdağı Birbirine Ulalı"yı söylerken ortalık yıkılacak.
Merhaba,
Müsaadenizle toptan bir açıklama yapayım, çok soruluyor:
Youtube’da Pena kanalında yayınlanan ve önceleri 6 bölüm planladığımız Ufkun 2 Katı videoları Ağustos sonunda 20. bölümle bitti, başka bölüm yok.
(Görsel deneme çekimlerinden)
Yoğun ve keyifli bir süreçti ++
NTV'de içler acısı bir yayın var. Modern tıp gömüldü, ne hacamat kaldı onerilmeyen, ne de baharatla tedavi. Adam "yuzune bakip anlarim hastaligi" diyor, "taze baharat" diyor; on bes dakikadir konusuyor, kimse "baharat taze olmaz" demiyor, "yüzünden ne anlarsin?" demiyor.
Mahir Bey'in sadece Fatih değil Istanbul genelinde oylara etkisi olduğunu düşünüyorum. Rakibine küfrederek değil kutlayarak kampanya başlatan aday yıllardır görmemiştik. Umarım İBB'deki hizmetlerine devam etme imkânı olur, kent ve kültür adına çok değerli işler yaptı.
Sevgili Fatihliler,
Açılan sandıkların neredeyse sonuna geldik.
%98.74; yani 781 sandık açılmış olup, bizim oyumuz 44.27, rakibimizin oyu ise %47.88.
Dört aylık seçim sürecinde bize inanılmaz destek veren bütün Fatihlilere çok teşekkür ediyorum.
Ortaya çıkan tablo bize
Glutamat içeren bir gıdanın yanına önde gelen diğer iki umami uyaranından birisi (inosinat veya guanilat) gelirse toplam lezzete katkı 1+1 değil, x8 veya x9 olarak gerçekleşir.
Bugün güzel bir haber geldi!
Türkiye’deki ithalatçımız Mosaik Gin’in gümrük ve bandrol işlemlerinin tamamlandığını söyledi.
🇹🇷’nin 7 bölgesinden seçtiğimiz bitkilerle 🇬🇧’de ürettiğimiz Mosaik Gin’in satış noktaları, restoran ve barlara dağıtımı başlıyor 🥳
Taze kişnişin kimimize sabunsu gelmesi genetik bir durumdur.
Laktozu sindirebilmeye evrilebilmek gibi kişnişin tüketilebilmesi de genetik evrilme sonucu oluşur.
Kehribar kokmaz, kokan amberdir. Her ikisinin de İngilizcesi "amber" olduğu için böyle Google Translate hatalarına çok sık rastlanır. Çümkü memleketim.
Yeni baskı yaptık, alırım bir "layk"ınızı :- )
Bu ekonomik iklimde ben de şaşırdım yeni baskıya, hiç beklemezdim vallahi. Teveccüh gösteren herkese teşekkürlerimle 🙏🏾
Motor şoförün yanında tabut gibi yer kaplardı. İri değilseniz üzerine oturmanıza müsaade edilirdi. Vites değişirken aracın ciğerleri sökülüyormuşcasına bir ses yükselirdi şanzumandan. Ekabirin oturduğu semtlere pek verilmezdi; daha çok Alibeyköy, Kağıthane, Okmeydanı vs
Bizim iki büyük eyaletine istinaden “Hollanda” diye hitap ettiğimiz, aslen ismi Nederland (Alçak Ülke) olan ülkenin uluslaşma öyküsü eski bir Germen kabilesi olan Bataviler’e dayanıyor.
Allah belanızı versin, liyakatsiz, çapsız, pespayeler!
21. yüzyıldayız be! O kadar işlek bir sokak ki orası, tam Kıbrıs Şehitleri'nin üstü. Defalarca şikayet edilmiş, konu olmuş.
Bu çapsız avaneler nasıl mikro iktidarlar oluşturdu dağıtım şirketlerinde, nasıl bedeller ödüyoruz!
İzmir'de 2 kişinin elektrik akımına kapılarak öldüğü yerle ilgili daha önce elektrik dağıtım şirketine defalarca şikayet yapılmış!
Önceden uyaran gazete manşeti:
🔴 Bir köpek elektrikten öldü.
🔴 Ölüm saçıyor!
🔴 Biri ölünce mi çözüm gelecek?
(Ege Telgraf)
Kısa zincir/flood:
Epi-demos “halkın arasında, üzerinde”, pan-demos ise “bütün halk” anlamına geliyor. Korona ile beraber epidemik (salgın) hastalıklar gündeme oturdu ama salgın yeni bir kavram değil.
Paralı yiyecek önce kaybolacak, sonra 1985’te RyanAir ile tekrar gelecek. Şu an koltuk seçimi bile paralı. Hala tuvalete parasız girebiliyorsak alternatif eylemlerimizden korkulduğundandır. Uyaaan artık uykundan, uuyaaan. . .
"İmza Sirküsü" yazılı noter kağıdı da gördük, gözümüz açık gitmeyecek.
"Dolaşımdaki" manasındaki kelimenin tekili "sirküler" , çoğulu ise "sirkülerler". "Sirkü" diye bir kelime yok.
"İmza sirküsü" veya "imza sürküsü" de yok, "imza sirküleri" veya "imza sirkülerleri" var.
Bir reklam akışı (flood) yapacağım. Bitmeyecek, yani ucu açık olacak ve fırsat buldukça ekleyeceğim.
Maksat bayram sonrası çıkacak kitabın içeriğine dair kabaca da olsa bir fikir vererek reklamını yapmak.
Amerikalı hanımefendi haklıdır.
Belli belirsiz bir miktar tuz dahi atılsa o sodyum bitter reseptörleri baskılar ve icimi kolaylaştırır. Bira'nın yanında fıstık, cips gibi tuzlu şeyler tüketilmesi de bundan sebeptir. Bilinçsiz, ama dogru bir duyusal tepkidir +++
1936’da Atlantik’in karşısında United Airlines kabine mutfak koyan ilk şirket oluyor. Biftek sunuyorlar uçuş sırasında. Bayağı bildiğin çiğ biftek, uçakta ızgara ediliyor!
“Arçibıld Abi, bi mangal yaptık geçen 10 bin fitte, bildiğin gibi değil. Çok çınlattık kulaanı abim yaa”
Bizde maalesef yemek sonrası hazmettirici/dijestif kültürü pek yok, o yüzden pek eğilmiyor ve konuşmuyoruz. Şurası gerçektir ki Üzüm Kızı benim en sevdiğim dijestifler arasında ilk sıralarda. Buram buram etil oktanoat geliyor kullanılan üzümün kabuğundan 👌🏽
#reklamde
ğildir
59'luyum, ambargosuydu, Çilleriydi derken pek çok kriz gördüm, hiçbirinde ivme bu denli yüksek ve sert değildi.
Beyaz peynirin markasına göre lüks olup olmadığı tartışılıyor, yuh yani, yazıktır hepimize! Buna sebep olanlar hesap vermeli.
#sand
ıkistiyorum arkadaş, sandık!
Suçmuş gibi alkollü içki üzerinden linç yürütüldüğünü görüyorum. Paris olimpiyat lobisi etkinliği, voleybolcu kızların kutlamaları falan içki üzerinden trollendiler.
Kimsenin kimsenin hayatına karışma hakkı yok.
Burada hiç yapmıyordum ama ben de ara ara içtiğimi paylaşacağım.
Mevsimin ilk kumkatı. Yıllar önce fidesini 75 Liraya almıştım fidanlıktan. Maşallah bunca zamandır, hem de İstanbul havasında, yorulmak bilmedi.
Evde bile olsa tarım gibisi yok : )
Bu kayıpların eksik bıraktığı haz duygusunu telafi için ise uyaranlar arttırılıyor, yani uçakta yediğiniz yemek tat duyusu açısından yerde yediğinizden daha tuzlu, daha şekerli, koku duyusu açısından da daha baharlı yapılıyor.
Henüz iki gün önce yayınlanan bir makaleye göre Hannover'de veteriner hekimler küçük bir çalışma yapmışlar ve deneklerden alınan örneklerin koklatıldığı köpeklerin virüsün varlığını ortalama %94 doğrulukta tespit edebildiğini bulmuşlar.
Sizler bunları yiyorsunuz ama pilot kabininde durum biraz farklı. Teorik olarak iki pilota aynı yemeğin verilmemesi öngörülüyor. Pilotun biri tavuk yemeği seçiyorsa öbürüne illa makarna veriliyor. Sebep aşikar: Zehirlenme olursa risk en fazla %50’de kalsın.
Bu bir içli köfte.
Bu içli köftenin bir adedinin 340 liraya satildığı yere "havalimanı", satıldığı ülkeye "Yeni Türkiye", satıldığı zaman dilimine "Türkiye Yüzyılı" denir.
#adb
Bu jelibon meselesine kısa bir açıklık getirelim.
Jelibon yerli bir marka. Ona benzer başka yerli markalar da var.
Ne var ki bu ürün grubunun “altın standardı” Haribo markası. Zamanında Kent’in (artık bir Mondelez markası) ürettiği Jelibon da, Haribo taklidi bir ürün.
Uyarmıştık, tekrar edelim: Duyunun geri kazanımında herhangi bir işlevi olmayan bu önerilere itibar etmeyiniz, ilaç endüstrisine kızıp modern tıp bilimine sırt çevirmeyiniz. "Organik" köy tereyağı bulursanız da ziyan etmeyip afiyetle yeyiniz; mâlum, her şey ateş pahası.
Arkadaşı önermiş, kulak çubuğu ile burnunun içine organik köy tereyağı sürünce
#coronavirus
'a bağlı koku kaybı erken düzeliyormuş 😂
Ben bir tık yukarı taşıyorum, Hilal Kaplan hanım, reçel de sürün tereyağı üstüne daha hızlı iyileşsin...
Bir yaşıma daha girdim! İşte post-truth!
Örneğin daha önce görmediğimiz kadar çok beyaz “çikolata”lı ürünle “yıkılıyor” raflar.
Unutmayınız, beyaz çikolata aslında çikolata değildir zira çikolatanın varlık sebebi olan kakao kütlesini içermez. Beyaz “çikolata”, az kakao yağı, şeker ve vanilinle yapılan bir şekerlemedir
Peki, uçakta yenen şeyler sağlıklı mı? Vallahi bilemiyorum. Merhum Anthony Bourdain hayatta yemem demişti. Keza Gordon Ramsey de aynı kanaate. Şahsen ben uçarken aşırı stresli olduğumdan sürenin farketmeden geçebilmesi için çöp verseler yerim valla.
"Likör" diyor ama sanmayın ki sadece likör tarifi göreceksiniz bu kitabı açtığınızda. Likör bahanesiyle bir bölgenin kültürü, geçiş törenleri, onlarca ritüel, onlarca kişisel bellek izi, sayısız sevinçler ve kaçınılmaz olarak hüzünler çıkacak sayfalarda karşınıza.
Koku dünyasıyla ilgili olup da son günlerde gündeme gelen Komor Adaları'nı bilmemek olmaz arkadaşlar, "ylang ylang" denilen şu nefis kokulu çiçeğin, Cananga odorata'nın âlâsının yetiştiği yerdir.
Çiçeği bulamazsınız ama bir attara gidip koklayın derim yağını, pişman olmazsınız.
Yılbaşı sepetlerini hatırlar mısınız?İçinde gündelik hayatta sık tüketilmeyen görece lüks yemiş, içki, çikolata falan olurdu. Zaten amacı da nadir deneyimlere imkân vermesiydi. O sepet şimdi bu halde. "Sarı/mavi kola", mısır, Indomie de "lüks"lerimiz.
Lâf 9, gırtlak 8 boğum...
Lezzete etki yapan sadece basınç ve nem değil, arka plan sesi de duyusal geçişkenlik yaratarak toplam lezzet algısını etkiliyor. Burada ilginç olan direkt yenilen veya içilendeki duyusal geçişkenliğin değil, ondan bağımsız çevresel etmenlerdeki geçişkenliğin etkisi.
Finlandiya'dan sonra şimdi de İngiltere. 10 haftada eğitilip, ort %94.3 doğrulukla, bir saniyeden kısa bir süre içinde Covid'i tespit ediyorlar.
Bazı kanserlerde de böyle saptama olabildiğini yazmıştım yıllar önce. Şimdi yeniden keşfediyoruz.
Kaçıncı söylüyorum, hep söyleyeceğim: Dolar yükselmiyor, bilakis Lira düşüyor! Maalesef.
"Dolar yükseldi" demek yanlış yönlendirici bir politik söylemdir. Doların değerinin irademiz dışında yükselmesi ile Liranın değerinin hatalarımız sonucu düşmesi farklı şeylerdir.
Meyveler, özellikle de muzlar olgunlaştıkça doğal fermantasyonla etil alkol oluşturmaya başlıyorlar. Olgunlaşma süreci ilerledikçe, yüzeyde kahve lekeler oluştukça, alkol oranı da artıyor. Nadir de olsa iyice kahverengileşmiş muzlarda alkol oranı bazen %2'yi buluyor.
1973’te Fransızlar bu işi dert ediniyor, Raymond Oliver’yi görevlendiriyorlar. O da diyor ki “Olm salak mısın sen, yerde yediğinle 30 bin fitte yediğin bir olur mu? Hava kuru, basınç var. Üstelik pişmişi ısıtıyorsun. Bunları öngören bir menü tasarlamalısın, yoksa olmaz”.
Lezzet algımızın iki önemli bileşeni olan koku ve tat bizim iki kimyasal duyumuz. Bu duyulara yönelik uyaranlar, yani aroma ve tat molekülleri burunda mukoza, ağızda ise saliva içinde çözülüyorlar.
Artık gariban ülkemizde lüks yiyecek kategorisine girmeye başlayan kuşkonmazı pişirmenin, biliyorsunuz, bir raconu var. Dip kısımlar “tak!” kırılıp atılıyor, kalan filizli yumuşak sap pişiriliyor.
Steak tartare’ın İtalyan versiyonu olan “carne cruda all'Albese”, bir Alba (Piemonte) spesiyalitesi. İnce kıyım pişmemiş kıyma, tuz, biber, limon suyu ve sarımsakla hazırlanıp parmesan rendesi ve/veya beyaz trüfl mantarıyla süslenerek iştah açıcı antre olarak servis ediliyor.