Veda
Hem cep telefonları o tarihlerde henüz bu kadar yaygın bir şekilde kullanılmadığından hem de o yıllarda hemen hemen her evde bulunan sabit telefonların böyle hüzün dolu bir konuşmayı yapmaya uygun olmayacağını düşündüğümden, o ana kadar belki de hayatımın en zor telefon++
Benim adım Selahattin Demirtaş
Benim adım Selahattin Demirtaş. Her ne kadar benim hayat hikayem 10 Nisan 1973 tarihinde Elazığ’ın Palu ilçesinde devlet ve toplum bazında yıllar ve hatta asırlar boyunca “olağan şüpheli” olarak kabul edilmiş sakıncalı bir halka mensup olarak bu++
Üç dört yıl kadar önce Kürdistan’ın küçük bir mezrasından bir muhtar bizim gazeteyi aradı. Bir askerî birlikten atılan bir havan topuyla küçük bir kız çocuğunun parçalandığını anlattı.
Olay yerine bir muhabir gönderdik.
Korkunç bir gerçek vardı.++
"Biz Türkiye'deki diğer insanlar gibi darbe olduğunu TRT'den öğrenmedik. Diyarbakır Cezaevi'nde dayak yiyerek öğrendik. Çok dayak yedik. Mazgallardan izlenirdik. Mahremiyet diye bir şey yoktu. Şak diye kapı açılır Cezaevi Müdürü Esat Oktay köpeği ile beraber içeri girerdi.++
Lale Sinemasına kadar dayanabiliyorlar!
1939'un Almanyası'nda puslu bir ekim sabahında camları içerisi görülmeyecek şekilde karartılmış olan dört büyük otobüs, içerisinde zihinsel engelli çocukların bulunduğu bakımevinin bahçesine usulca yaklaşır. Çocuklar gruplar halinde bahçeye
Merak Ediyorum!
Bir Türk olarak hakikaten çok merak ediyorum, biz Türklerin hayatını, dilini, kültürünü ve geleneğini kadim komşularımız Kürtlerin hayatından, dilinden, kültüründen ve geleneğinden bu kadar değerli ve önemli kılan ne olmalı ki, bir Türkün ölümüyle tüm Türkler++
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birilerinin bir fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Kazanılan o büyük başarıların en büyük mimarlarından olan Hakan Şükür'e bir sahne bile yer vermeden Terim belgeseli çekmeye çalışmışlar! Yazık. Tarih bu korkaklığı ve tabii bu haksızlığı mutlaka ama mutlaka bir yerlere not edecektir.
Bizim Adanalılar ya da Adana'yı sık sık ziyaret edenler gayet iyi bilirler. Eski Adana'nın içerisinde aklınıza gelebilecek her şeyin ama her şeyin satıldığı Çerçi Yusuf isimli kadim ve meşhur bir dükkan vardır. İşte ne vakit Selahattin Demirtaş'ın bu zeka dolu sözlerine++
Beni alıp havaalanına götürdüler, bir küçük özel jet bir tane de THY'ye ait uçak apronda bekliyordu. Figen Başkan ‘Üzerinde para var mı?’ dedi, hayır deyince, ‘Sana lazım olur’ dedi ve cebinden çıkardı 200 TL’yi, 100 TL’sini bana verdi. O zaman 100 TL iyi paraydı.++
Beni alıp havaalanına götürdüler, bir küçük özel jet bir tane de THY'ye ait uçak apronda bekliyordu. Figen Başkan ‘Üzerinde para var mı?’ dedi, hayır deyince, ‘Sana lazım olur’ dedi ve cebinden çıkardı 200 TL’yi, 100 TL’sini bana verdi. O zaman 100 TL iyi paraydı.++
Bizim Adanalılar ya da Adana'yı sık sık ziyaret edenler gayet iyi bilirler. Eski Adana'nın içerisinde aklınıza gelebilecek her şeyin ama her şeyin satıldığı Çerçi Yusuf isimli kadim ve meşhur bir dükkan vardır. İşte ne vakit Selahattin Demirtaş'ın bu zeka dolu tweetlerine++
Suçu siyah olmaktı!
Manchester City Akademisi’ndeki küçük çocuklarla söyleşi yapmak üzere kulübün konferans salonundaki yerini alan City’nin efsane kaptanlarından Vincent Kompany’e çocuklardan gelen ilk sorunun “Geçmişten ya da günümüzden biriyle bir gün geçirecek olsanız,++
"Selahattin Demirtaş yığınla olumlu özelliği kendinde toplamış bir kişi. Zeki ve akıllı, ancak zekâsını ve aklını iyilik için yoran bir kişi. Genç yaşta bayağı olgun.++
Sansürdeki Kral
2002 ya da 2003 yılı olmalı. O yıllarda İstanbul’un en gözde alış veriş mekanlarının başında gelen Akmerkez’de, eski bir arkadaşımla birlikte mağazaların göz alıcı ışıltısına kendimizi kaptırmış bir halde bir gün buralarda bizim de gönlümüze göre alış veriş yapma
Ondan nefret ediyorlar
Bursaspor’dan Galatasaray’a transfer olarak ülke futbolunun kaderini sevdalısı olduğu sarı kırmızı renklerin lehine çevirdiği 1992 yazından itibaren gerek saha içerisinde attığı bir kamyon gol sebebiyle gerekse de saha dışındaki zor zamanlarda sergilediği++
Ekrem İmamoğlu: "DEM Parti'ye oy veren 7-8 milyonu vatan haini mi ilan edelim?"
Seyirci: "Evet."
Ekrem İmamoğlu: "7-8 milyonu terörist ilan edeceksiniz."
Seyirci: "Ben karşıyım."
Ekrem İmamoğlu: "Adalet sisteminin yerine kendinizi koyarak 7-8 milyon insanı terörist ilan etmek
"Kendisi hapse atılmış olan bir Sayın Cumhurbaşkanı var. İki ay içerde yattığı için 'Biz neler çektik' diye konuşup duruyor. Bu iktidar Osman Kavala’yı 6 senedir hapiste tutuyor. Selahattin Demirtaş 7 senedir hapiste. Seneleri sayarken insanın aklı almıyor. İnanamıyor insan.++
Oksijen Tüpü
27 Mayıs darbesi’nin getirdiği özgürlük ikliminden faydalanıp meclise giren sosyalist parti TİP’in en gözde, en popüler ve de en gözü kara milletvekili olan merhum Çetin Altan, ateşli bir kürsü konuşması yaptıktan sonra komuta kademesinde dönemin en kudretli++
(2) denk gelsem, içerisinde her şeyin olduğu Çerçi Yusuf'un o renkli dükkanı aklıma geliyor. Adamda zeka var, hitabet var, karizma var, sevimlilik var, kültür var, vicdan var, cesaret var...Özetle var oğlu var yani.
Ama biz seni çok özledik baba!
“Sen mi geldin baba?”
Evet kızım ben geldim. Ama hiçbir zaman bir yere gitmemiştim ki zaten. Ben hep sizinleydim, sizin yanınızdaydım biliyorsun, hep sevginizdeydim, özleminizdeydim, direncinizdeydim, geceleri birbirinize hissettirmeden döktüğünüz++
Ondan Nefret Ediyorlar.
Ondan nefret ediyorlar, çünkü onun gibi, her ne kadar o reddetmiş olsa da, Sünni Müslüman bir ailenin laik, modern bir efradı olarak Beyaz Türklüğün çanına ot tıkarcasına Kürtler, Aleviler ve gayrimüslimler başta olmak üzere cumhuriyet tarihi boyunca en++
"Benim babam cezaevinde iki yıl kalmıştı, kızlarımızın babası yedi yıldır cezaevinde. Ve çok daha kötü şeyler de yaşanıyor. Şu anda maalesef cezaevlerinde yüzlerce çocuk annesiyle birlikte kalıyor. Binlerce kadın siyasi nedenlerle cezaevinde. Yani bence bugüne kadar siyaset
Alp Altınörs ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla ölene kadar en ağır cezaevi koşullarında kalacak. Bir daha asla özgür olamayacak.
Peki niye?
IŞİD’e açık destek veren Erdoğan, Kobane düşmeyince üzüldü diye. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşeti gerçekleştiren çeteleri++
Ölüyorum Oğlum
Şairin de dediği gibi ölmek ne garip şeymiş oğlum.
Oysa seni eskisi gibi yeniden özgür ve mutlu bir adam olarak görüp son nefesimi öyle vermenin çocuksu planlarını yaparken, ırkçılığın her yeri acımasızca zapt ettiği bu cinnet vatana böylesine “hüzünlü ve umutsuz”
Benim adım Selahattin Demirtaş
Aslına bakarsanız benim bütün hikayem, Kürtlük gibi devlet ve toplum bazında yıllar ve hatta asırlar boyunca olağan şüpheli olarak kabul edilen böylesine sakıncalı bir ırka mensup olarak bu kanlı kargaşanın içerisine ya da tam ortasına düşmemle++
(20) geçen o ünlü tınılarını nasıl yok edemedilerse başta Başak Demirtaş olmak üzere tüm dirayetli, cesaretli kadınların bu özgürlük türkülerini ve direnişlerini öyle kolay kolay yok edemeyecekler bakın göreceksiniz.
Uğur Güney Subaşı
1⃣ “12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi’ne girdim. Her gün Allah’a ‘canımı al da, beni bu işkenceden kurtar’ diye yalvarıyordum..Ölüm bile elime geçmiyordu. Beni yüzlerce askerin arasına çırılçıplak getirip copla dövdüler..Tuvaletlere pislik yediriyorlar, 24 saat işkence+++
"Erdoğan hapisteyken çok ağlamıştım. Üzülmüştüm. O benim oğlumu suçsuz yere hapse attı. Gidip göremiyorum. Ben engelliyim. Kalmışız iki yaşlı. Selahattin de yok. Şimdi benim hakkımı kimden alır Allah? Hakkımı ona helal etmiyorum."
Sadiye Demirtaş.
(3) E şimdi bu adam cari zalimler tarafından esir alınmasın da kim alınsın, söyler misiniz bana.?
SeloCan'ı bırakın. Aksi halde iflah olmayacaksınız, ki gördüğünüz gibi de olmuyorsunuz!
Benim Adım Mehmet Baransu
Benim adım Mehmet Baransu. Kareli ceketli badem bıyıklı yağma organizasyonunun kullanışlı birer aparatı ya da medyatik şakşakçısı olmayı kabul ederek kamunun yağmalanması hususunda tıpkı şimdilerin anlı şanlı “yerli ve milli” milliyetçileri ya da++
Cezaevine girmeyi kendileri açısından adeta bir "piar çalışmasına" çeviren günümüzün "tatlısu gazetecilerinin" aksine, gerçek ve yiğit bir gazeteci yıllardır o sonu gelmeyen tutsaklığın en alasını yaşıyor.
Tanıdınız mı?
Bu fotoğraflara iyi bakın erenler. Tanıdınız mı bu çocukları, bu anneyi, bu babayı..Kısacası nazar değecek korkusu ile bakmaktan bile özenle imtina edeceğiniz böylesine güzel aileyi?
Sizi bilmem ama ben onları ziyadesiyle tanıdım. İlginçtir, hem de hiçbiriyle
Boya değil, gözyaşıdır o!
1950 yılında kendi ülkelerinde düzenlenen Dünya Kupasını ünlü Maracanã Stadyumu’nu tıka basa dolduran yüz binlerce ateşli Brezilyalının mahşeri desteğine rağmen Arjantin’le birlikte futboldaki ezeli rakiplerinden Uruguay’a kaptıran Brezilya Milli++
Mürüvvet Şarapları
Dersim’de bir bölgeye karakol yapılacak olmuş. Halk tabii direnmiş günlerce ama bir noktada direnişi bırakmak zorunda kalmışlar. Bütün halk oradayken kepçe gelmiş ve hemen toprağı kazmaya koyulmuş. Ancak bir süre sonra topraktan kıpkırmızı bir şeyler++
Cezaevine girmeyi kendileri açısından adeta bir "piar çalışmasına" çeviren günümüzün "tatlısu gazetecilerinin" aksine, gerçek ve yiğit bir gazeteci yıllardır o sonu gelmeyen tutsaklığın en alasını yaşıyor.
Ondan Nefret Ediyorlar!
Kareli ceketli badem bıyıklı yağma organizasyonunun siyasi birer aparatı olmayı reddederek, hali hazırda hala o organizasyonun şakşakçılığını, ibrikçibaşılığını yapan anlı şanlı Türk milliyetçilerinin ve tabii bu milliyetçilerin kuyruğuna takılmış olan++
Kürdistan
İstihdam ettiği vicdan ve cesaret sebebiyle bu toprakların Emile Zola’sı olarak anılmayı fazlasıyla hak eden usta kalem Ahmet Altan’ın yıllar önce gazetecilik mesleğine dair yapılan bir söyleşide söylediği bazı “sakıncalı” sözlerini sosyal medyada flood olarak++
Tanıdınız mı?
Bu müthiş fotoğrafa iyi bakın erenler. Tanıdınız mı bu çocukları, bu anneyi, bu babayı...Kısacası nazar değecek korkusu ile bakmaktan bile özenle imtina edeceğiniz böylesine güzel bir aileyi? Sizi bilmem ama ben onları ziyadesiyle tanıdım. İlginçtir, hem de++
Mucizevi Ziyaret
Biliyor musun başkan, senin demir parmaklıkları aşıp göğe yükselerek hakkaniyet ve adalet peşinde koşan bizlere nefes olan, umut olan, yoldaş olan o sihirli kelimelerinle kolayca aşmayı başardığın demir parmaklıkları, nedendir bilinmez bana bahşedilen tanrısal++
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birilerinin bir fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır.
Bazen birilerinin bir fotoğrafına bakmak, hayata dair, insanlığımıza, bu topraklara dair göz göre göre kaybettiğimiz her şeyin
Benim adım Selahattin Demirtaş
Benim adım Selahattin Demirtaş. Her ne kadar benim hayat hikayem 10 Nisan 1973 tarihinde Elazığ’ın Palu ilçesinde devlet ve toplum bazında yıllar ve hatta asırlar boyunca “olağan şüpheli” olarak kabul edilmiş sakıncalı bir halka mensup olarak bu
"Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Yıllardır darbecileri yargılıyorsunuz, bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubu eş başkanları karşınızda!"
S.Demirtaş
Size Hakkımızı Helal Etmiyoruz!
Enkaz altında kalmasına rağmen o karanlıkta bir şekilde bulduğu annesinin cep telefonundan babasına sesli mesaj atarak babasından “ambulans” çağırmasını isteyen dünyalar meleği Elif Eylül’e o gece bir ambulansı bile yollamayı beceremediğiniz,
Hayat Güzeldir (mi?)
Yaşadıklarının ne anlama geldiğini anlayamayacak kadar küçük olan oğlunu, o zor, gayri insani şartlara rağmen yaşadıklarının yıkıcı etkilerinden korumak için “savaşı oyuna” çevirmeyi ve o oyunda oğluna korunaklı bir dünya inşa etmeyi kafasına koymuş; oğlunun
BARINAK!
O son maç öncesinde şampiyonluk umudumuz yok denecek kadar az olduğu için hani normal şartlar altında şanlı Galatasaray’ımızın şampiyonluğunu ilan edeceği her “şampiyonluk maçı” öncesinde sadece oturduğumuz mütevazı dairemizi değil, o dairemizin bulunduğu katı ve o katın
Ben seni bırakırım, ama bu işin peşini bırakmam!
İçerisinde bol miktarda hukuk kitaplarının olduğu zengin kütüphanesinin, devletin kudretini ve imkanlarını kendilerine arsızca “siper“ ederek ihalelere fesat karıştırmak ve yargısız infazlarla ortalığı kan gölüne çevirmek gibi++
Sizden nefret ediyoruz
Bu çileli, bu fakir memleketin giderek tükenen kıt kaynaklarını, taşını toprağını ve bakmalara doyamadığımız o güzelim ormanlarını zaten ağzına kadar parayla dolu olduğunu çok iyi bildiğimiz o lanet kasalarını daha fazla parayla pulla doldurmak için göz++
Geri alınmaya çalışılan hayatlar
Hatırlıyorum da, ortaya koyduğu birçok ışıltılı performansla şimdiden adını sinema tarihine altın harflerle yazdırmayı başaran usta aktör Sean Penn’in, yönetmenlik koltuğunda yine kendisi gibi usta aktör Clint Eastwood’un oturduğu ve kızını vahşi
Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi iğrenç yollara saparlarsa sapsınlar bu utanmazların cinsiyetçiliğine ve ırkçılığına direnen kadınların, cesaretli anaların ve gözü pek genç kızların yüzlerini bizler asla unutmayacağız. Tüm faşizan işkencelere rağmen Victor Jara’nın tarihe geçen o++
Olsun, senin insanlığın güzeldir
Acımasız şehir hayatının hem kendisinin hem de çilekeş ailesinin üzerine bir kabus gibi çökmesi karşısında tutunamadığı çaresizliğine; “Hepten sıfırı tüketmişem, dayanacak gücüm, dermanım kalmamıştır artık!” diyerek isyan bayrağını gönderin++
Bazen bir fotoğrafa bakmak
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, hem sürgünde hem de sansürdeki Kral’ın bir fotoğrafına bakmaksa, aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır. Bazen bir fotoğrafa bakmak, iyi bir futbolcu,++
Biz seni çok özledik baba
“Sen mi geldin baba?”
Evet kızım ben geldim. Ama hiçbir zaman bir yere gitmemiştim ki zaten. Ben hep sizinleydim, sizin yanınızdaydım biliyorsun, hep sevginizdeydim, özleminizdeydim, direncinizdeydim, geceleri birbirinize hissettirmeden döktüğünüz++
“Selahattin Demirtaş’ın yanına gideceğim. Bahardı, cezaevi bahçesindeki ara bölümde güller açmıştı. Bir gül gördüm, çok güzeldi, çok da güzel kokuyordu. Kıpkırmızı, böyle kadife gibi…İçeri girdiğimde ona vereyim, koklasın diye gülün bir yaprağını aldım, cebime koydum. X-ray++
Bazen bir fotoğrafa bakmak
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın dünyalar şekeri küçük Vera’sının bir fotoğrafına bakmaksa, aslında o ülkenin tam++
@OyaUlas
Sizi bilmiyorum ama ben bu kadına ve Almanlara çok üzülüyorum biliyor musunuz? Yazık. Milletçe tutunacakları bir "kanal projesi" olmayınca işte böyle saçmalıyorlar!..Rabbim kimseyi "itibardan" tasarruf yapmakla sınamasın, gerçekten çok zor çok!..
Ağaç Kurdu
Asırlık bastonuna dayanmış halde gayet güvenli bir şekilde tahtında oturduğunu zannederken birdenbire hakkın rahmetine doğru koşar adım yürüyen Kral Süleyman’ın hüzünlü hikayesini bilirsiniz değil mi? Hani küçük bir ağaç kurdunun Kral Süleyman’ın asasını hınzırca++
Yılın son günü DEM Diyarbakır İl Örgütü Olağanüstü Kongresini yaptığımız sırada Selahattin Demirtaş’ın babası Tahir Amca’nın vefat haberi geldi. Evde, mezarlıkta, taziye yerinde iki gün boyunca hep Demirtaş ailesinin, dostlarının yanında, akın akın taziyeye gelen halkın++
4- her hafta geliyor 3400 km. Avukat arkadaşlar -minnet duyuyorum- her gün geliyorlar. Bu sıkıntıları yaşatabilmek için Yunanistan sınırındaki cezaevine koydular beni.
Selahattin Demirtaş
(Siyasi Tutsak)
Asıl biz sizi yakaladık!
Amerika Birleşik Devletleri Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nde istihbarat subayı olarak görev yapan Enrique Kiki Camarena Salazar’ın Şubat 1985’te Meksika Guadalajara’da uyuşturucu kaçakçıları tarafından kaçırılarak yoğun işkence altında öldürülmesi++
"İçerideki mahpuslar için yıllarca sessiz kalıp, 'Sabredin, biz gelince çözeceğiz' dediniz, gelemediniz. O mahpuslar şimdi ne yapacak? Şahsım rejiminde ümüğü sıkılan yüzde elliye 'Rahat olun, biz kazanınca her şey çözülecek, siz sandıklara sahip çıkın yeter' dediniz, biz++
Mazlum’un Fotoğrafı
Bazen bir fotoğrafa bakmak, bir ülkenin kanlı kaderine bakmaktır. Bazen birinin, bir Mazlum’un fotoğrafına bakmaksa aslında o ülkenin tam kendisine bakmaktır. Bazen birinin, bir Mazlum’un fotoğrafına bakmak, bir zamanlar bu kadim topraklarda yeni doğmuş++
Unutmak ve Uyuşmak İstiyorum
Google hazretlerinden öğrendiğime göre tıp biliminde alzheimer hastalığı, beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak yaşanan ağır hafıza kayıpları olarak tanımlanıyormuş. Yani bir anlamda alzheimer için insanın hatıralarıyla, yaşanmışlıklarıyla++
Ama bildiğimiz ve hissettiğimiz tek bir şey var ki; o da bizim seninle iliklerimize kadar gurur duyduğumuz ve seni çok sevdiğimiz gerçeğidir baba.
#BabalarG
ünü