Dr. Öğr. Üyesi
Bilkent Üni. Felsefe
Stoa, iyi-oluş ve zihin felsefesi, felsefi pedagoji, P4C, azıcık da din felsefesi bazen
@shayatpodcast
@Bilimfelsefeank
- İşe neden alındım?
+ Senden hoşlandık.
- Şaşırmadım.
+ Valla, biz şaşırdık açıkçası. CV'n berbattı. İmla hatası doluydu. Senden çok daha iyi adaylar varken biz senden hoşlandık. Nedenini bir türlü açıklayamıyoruz. Şaşkınız.
- Cebimde ki mendile limon, melisa veya bergamot uçucu
🧚♂️Mülakat öncesi;cebinizde ki mendile,limon,melisa veya bergamot uçucu yağını bir kaç damla damlatın.
Bir süre sonra,işe neden alındığınızı sorduğunuzda size”senden hoşlandık” denilirse şaşırmayın🧚♂️😉
#Pazar
Tanrım, bana okumam gereken kitapları okumak için zaman, okumam gerekmeyen kitapları kenara koymak için irade gücü, aralarındaki farkı anlayabilmek için de akıl ver.
Bu paylaşımlara en çok bazı öğrencilerin yorumları beni rahatsız etti. Bunları sevimli eksantriklikler olarak yorumlayanlar, "keşke benim de hocam olsa" diyenler, tepki gösterenleri "duyar kasmak"la suçlayanlar...
Bir hocanın derse öğrenci almamasında ya da ders sırasında
Okumuş olduğum fakat şu anda bir satırını bile hatırlamadığım o kadar çok kitap var ki. Ne oldu onlara? Ben şu anda fark edemesem de bana bir şeyler kattılar mı acaba? Yoksa sadece zamanımı mı çaldılar?
Bir şey soracağım. Bu ülkede halkın bir grubuna "sapık" demek yasak mı? Yani, ülkemizde LGBT bireylere açık açık sapık diyen din alimleri, gazeteciler, kanaat önderleri hep suç mu işliyor? "Sapık" demek suçsa, Gülşen tutuklanırken onlar neden tutuklanmıyor?
İTÜ, tez danışmanlığını yaptığı öğrencisinin eteğini kaldırıp poposuna tokat attığını ve sonrasında öğrencisinin tepkisine verdiği yılışık cevabı sıradan bir olay gibi anlatan Celal Şengör'ün disiplin cezası hak etmediğine karar vermiş. Normal hareketlermiş yani bunlar akademide.
Bir ateistin gözünden "gerçek İslam" diye bir şey yoktur. Ateistin gözünden İslam sadece sosyolojik bir olgudur, ve pratiğinden bağımsız bir gerçekliği yoktur.
Diamond Tema'ya Ayşe'nin evlenme yaşına dair söylediklerinden dolayı "İslam'a iftira atıyor, aslında Ayşe 17
Sahtebilim, bilimin en sinsi düşmanıdır. Bu floodda, ülkemizde bazı ÜNİVERSİTELER tarafından verilmiş veya verilmekte olan, astroloji, bioenerji, homeopati gibi sahtebilim eğitimlerini topluca sıralamak istiyorum. Gözümden kaçmış olan varsa haber verin lütfen. ↓
Cevaplar gelmiş tweetime: Kıskanmışım ben bu hocayı... Ben vasat olduğum için laf ediyormuşum ona... Öğrenciler de kırılgan olmamalıymış... Öğrencilere disiplin öğretiyormuş... Ben öğrencilerin başıboşluğunu savunuyormuşum...
Bencilliği, umursamazlığı idealize eden, gerçek
Hala "Evrim sadece bir teoridir" diyor insanlar ve inatla "teori" sözcüğünü bilimsel terminolojideki "sistematik ve kapsamlı açıklama" anlamında değil de "tahmin, desteksiz görüş" gibi günlük dil anlamıyla kullanarak çarpıtıyorlar. Evrim, en başarılı bilimsel teorilerden biridir.
Bir üniversite hocası, öğrencisinin "eteğini kaldırıp kıçına tokat" atıyor. Çünkü zamanında babası öğrenciyi terbiye edememiş, şimdi o ediyor. Cinsel taciz değil yani, terbiye etmek.
Şahsi görüşüm: Üniversite yönetimi Celal Şengör'ün pantolonunu indirip kıçına tekmeyi basmalı.
Kurban bayramında “canlıları keserek bayram olmaz” dediği için.
Basit bir vejeteryan söylemi dile getirebilecek kadar da özgürlüğü yoksa öğretim üyelerinizin, kendinize üniversite demeyi bırakın bence
@IAUKampus
Galiba açıklamam gerekiyor. Yukarıdaki görselin Türkçe'nin İngilizce'den zengin olduğunu gösterdiğini iddia etmiyorum. Alıntıladığım tweete binaen, bir Google Translate çevirisinin iki dilin zenginliğini karşılaştırmakta kullanılabilecek bir kaynak olmadığını söylemek istiyorum.
Bu gerçekten inanılmaz. TÜBİTAK'ın yayınladığı ansiklopedide "Biyolojik Evrim" maddesinde, evrim yoktur, sadece teoridir, hipotezdir deniyor.
Artık bu aşamada TÜBİTAK'ın isminden "Bilimsel" sözcüğünü çıkarmak gerekir.
Sokrates: Kendini bil.
Aristoteles: Kendini gerçekleştir.
Stoacılar: Kendini iyileştir.
Hedonizm: Kendini mutlu et.
Kinikler: Kendini kabul et.
Skeptikler: Kendini sorgula.
Hümanizm: Kendini yücelt.
Aydınlanma: Kendini anla.
Nietzsche: Kendini aş.
Varoluşçuluk: Kendini yarat.
"Mansplaining" için "Erbilmişlik" çok başarılı bir Türkçe karşılık değil mi? Üstelik Türkçedeki "Erbilmiş" İngilizcedeki "Mansplainer"den daha iyi duruyor.
Hapşıran birine "çok yaşa" diyen bir öğrencisine bir öğretim üyesinin "bu topraklarda biz hapşırınca elhamdulillah deriz yanımızdaki de yerhamukallah" diyerek tepki göstermesi, onu böyle "terbiye" etmeye yeltenmesi, ve böylece kurumsal otoritesini dinini dayatmak için kullanması
Üniversiteler de tatil olmalı. Bu halimizle hocadan ders işlemesi, öğrenciden derse katılması mı beklenir? Ben beklemiyorum. Dersi resmi olarak iptal edemesem de, gelen öğrencilerle (yine felsefi bir şekilde) içinde bulunduğumuz durum hakkında konuşacağız, normal ders olmayacak.
Tanrım, bana konuşmaya değecek insanlarla konuşabilmem için belagat, konuşmaya değmeyecek insanlar karşısında susabilmem için sabır, aralarındaki farkı anlayabilmem için de akıl ver.
"Risale-i Nur okutuyorlar, kötü bir şey yok" diyerek cemaati savunuyorlar. Enes Kara gibi müslümanken dinden çıkan (mürted) biri, öldürülmesi gerektiğine inananların arasında yaşamaya zorlanmış, psikolojik baskı olmaz mı? Said Nursi'ye göre, intihar etmese öldürülmeliydi zaten:
"Aklını neyle meşgul ediyorsan, ona dönüşürsün"
Epiktetos
=
"Zihin, düşüncelerinin rengine boyanır"
Marcus Aurelius
+
"İnsan, kendini meşgul ettiği şeyler kadar değerlidir"
Marcus Aurelius
Kendi bilimsel uzmanlık alanı dışındaki herhangi bir konuda bu adamla yapılan röportaj alelade bir sokak röportajıdır ve bunun bilincinde olunarak izlenmelidir.
Tam anlamadım. İTÜ'deki her hoca yapabiliyor mu böyle şeyleri, yoksa Celal Şengör'e has bir durum mu var? Hocalar sadece tez danışmanlıklarını yaptıkları öğrencilerin mi poposuna tokat atabiliyor, yoksa ders alan her öğrenciye serbest mi? Biraz daha detay alabilir miyiz?
@itu1773
Öğrencisinin eteğini kaldırıp tokat atıp pişkin pişkin "baban tokat atmamış, ben şimdi tamamladım" demesini üniversitenin hiçbir resmi tepki vermeden normalleştirmesi, adamın yaptığından da büyük hata. İster profesör olsun, ister dekan, rektör, nobel ödüllü bilim insanı olsun.
"Kafam kıyakken bir kere vurmak dövmek sayılır mı?" diyerek kendini savunuyor. Aynı densizlikle, aynı utanmazlıkla "kafam kıyakken bir kere ellemek taciz sayılır mı?" diyenler de yok mu?
Bunun gibi insanları kanaat önderi edinip bu aşağılık kültürü daha da besleyen herkeste suç.
Felsefe yolda olmaktır.
Felsefe yoldan olmaktır.
Felsefe yola çıkmaktır.
Felsefe yoldan çıkmaktır.
Felsefe yolda kalmaktır.
Felsefe yol açmaktır.
Felsefe yol almaktır.
Felsefe yol olmaktır.
Notum yok. Not bırakacağım bir çocuğum da asla olmayacak.
Böyle bir dünyaya çocuk getirmek isteyen insanların motivasyonunu anlayamıyorum. Hiç etraflarına bakmıyorlar mı? Bu dünyaya değil çocuk, kırk yaşında adam bile getirilmez.
"Sisifos'u mutlu hayal etmeliyiz" diyor Camus. O zaman, belki de Sisifos doruğa yaklaştığında kayayı kendi isteğiyle bırakıyordur.
Belki de Sisfos'un cezası kayayı tekrar tekrar taşımak zorunda olmak değil, zorunlu olmadığı halde kayayı sürekli taşıyıp bırakmaktan mutlu olmaktır.
Bu fotoğraflara bir bakarsın, iki bakarsın, sonra evrenin azameti karşısında huşu dolu bir tevazu içinde derin düşüncelere gark olmuş şekilde yürürken ayak serçe parmağını sandalyenin ayağına bir vurdun mu koca evren senin kızarmış serçe parmağından ibaret hale geliverir.
Evlilik gibi, arkadaşlık gibi, yalnızlık da başkalarıyla kurduğumuz bir ilişkidir.
Tek başına yalnız olamaz insan; orada olmayan biri de olmalı.
Yanında başkası olmayan kişi tek başınadır; yanında başkasının yokluğu olan kişi yalnızdır.
Yalnızlık, bütünün parçadaki eksikliğidir.
Bu adamın cahilliği insanların hayatını etkiliyor. Bir konuda uzman olmanın ona gerçekleri de adaleti de umursamadan her konuda atıp tutma hakkı verdiğini sanan bu sözde aydını göklere çıkaran, kendilerine rol modeli alan gençleri gördükçe memlekete dair umudum daha da azalıyor.
celal şengör yöresinde altın madenine karşı çıkan köylüleri zırcahillikle, manzara derdine düşmekle suçlamıştı. bugün o köylüler dağı un eden bir kâr hırsının altında kaldı. kalanlar da siyanüre bulanmış toprağın üzerinde uzun erimli, yavaş bir ölümle yüzyüze.
Felsefe yolda olmaktır.
Felsefe yoldan olmaktır.
Felsefe yola çıkmaktır.
Felsefe yolda kalmaktır.
Felsefe yoldan çıkmaktır.
Felsefe yol aramaktır.
Felsefe yol açmaktır.
Felsefe yol almaktır.
Felsefe yol olmaktır.
Jeologluğuna lafım yok ama bu dışlayıcı, üstenci ve adeta patolojik pozitif bilim fanatizmi tehlikeli. Şu anda, toplum olarak bir travma ve şok durumunda iken, dayanışmamızı birbirimizi güçlendirerek, empati ile kurabilmemiz için psikologların rehberliğine çok ihtiyacımız var.
Ben müslümandım. Namazımı kılar, orucumu tutardım. Ehl-i sünnet değildim, sadece Kuran'a bağlıydım. Namaza Caner Taslaman ve arkadaşları sayesinde başlamıştım.
@cumhurerenturk
bilir beni o günlerden.
Fakat yaklaşık 20 senedir, nasıl diyeyim, amelde ateist itikatta agnostiğim. ↓
Diyojen, pazarda arta kalan marulları yıkıyormuş. Platon bunu görmüş ve demiş ki: "Diyojen, kendini iktidar sahiplerine beğendirseydin, marul yıkamak zorunda kalmazdın." Diyojen cevap vermiş: "Sen de marul yıkasaydın, kendini iktidar sahiplerine beğendirmek zorunda kalmazdın."
Birçok İslam alimine göre Muhammed 50'li yaşlarındayken 9 yaşındaki çocukla gerdeğe girdi. Bu iddia doğru mu bilmiyorum. Doğru olmadığını düşünen müslümanların bu iddia ile gece gündüz savaşmaları gerekmez mi? "Muhammed peygamber değildi" iddiasından çok daha zararlı değil mi bu?
Bu ülkede LGBT bireyler sürekli duyar onlara alenen "sapık" dendiğini. Televizyonlarda denir, gazetelerde, sosyal medyada denir. Ateistler de duyar zaman zaman. Aslında bunun çok daha beterlerini de duyarlar.
Toplumun bir kısmına "sapık" demek, tam olarak ne zaman suç oldu?
"İmam hatiplilere sapık demekle LGBTlere sapık demek aynı şey mi?" diye sorular geliyor. Birçok sebepten (ör. dini inancınızdan) dolayı farklı olduğunu düşünebilirsiniz; birincisi iftiradır, ikinci haklıdır diyebilirsiniz.
Benim başka bir sorum var:
Bu ikisi HUKUKEN neden farklı?
Benim için felsefeyle ilgilenmenin belki de en tehlikeli yanı, günlük hayattaki en küçük, en sıradan, en alakasız sorunlarımın bile münferit sıkıntılar değil de daha derinlerde pusuya yatmış bir varoluşsal bunalımın bilincimi delip taşan uzantıları gibi davranmaları.
Orucun faydalarına dair söylenen her şey aslında aralıklı oruç için, Ramazan orucu için değil. Ramazan orucunda sağlık açısından en büyük handikap, gün boyunca sıvı da tüketilmemesi. Uzun süreli susuzluk (hele uzun ve sıcak yaz günlerinde) sağlık için hiç de iyi bir şey değil.
"Bedensel zevklerde tatmin aramak, bıçağın keskin kenarından bal yalamak gibidir"
Budist atasözü
"Hazza üstün gelen, acıya da üstün gelir"
Seneca
Bu çilecilik değil; hazlara gereğinden fazla değer vermemek. Haz mutluluk getirmez, sadece mutsuzluğa konfor katar. Konforlu
Self-ghosting: Kişinin kendisiyle bağlantı kurmaktan kaçınması, kendisini tanımaya ayıracağı vakti israf olarak görmesi, her kiminle olursa olsun başkalarıyla vakit geçirmeyi yalnız kalmaya tercih etmesi, adeta kendisinden saklanmak için sürekli başkalarının arasına karışması.