Hacettepe Tıp 1985, TUS+ psikiyatr, psikanalist, 532-6263210 Paylaşılan bilgiler tedavi önerisi değildir. Hekiminize danışmadan tedavinizi değiştirmeyin.
1-Ne Freud ne de onun çevresindeki ilk psikanalistlerin dernekten alınmış yetkilendirme sertifikaları yoktu. Freud psikanalist olma yetkisini veren bir dernekleşmeyi değil, psikanalizin yolundan sapmasını engellemek için Uluslararası Psikanaliz Birliği’nin kurulmasını önermiştir:
Kan lityum düzeyi normalde herkeste sıfır olması gerekir. Kan tahlili yapıp lityum düzeyinin sıfır olmasına bakarak psikiyatrik tanı konulamaz. Bilimsel olmak kan tahlili yaptırmaya bağlı değildir.
Türkiye’de her şey mümkün, yalnız biyoloji bölümünü bitirip çene gücüyle hem psikolog hem psikiyatr hem davranış bilimci ve de birçok şey olabilirsiniz.
Göm o künefeyi, mütekabiliyet prensibi, birinin parası o, gemi niye battı, sistem büyük diyen adam biyoloji mezunu olup Üsküdar Üniversitesi’nde psikoloji öğrencilerine klinik yüksek lisansı pazarlıyor hiç anlamadığı bir alanda tez danışmanlığı yapıyor :)
Birçok psikiyatrın ilaçsız düzelmez diyebileceği bir sorunu yalnız terapiyle iyileştirmiş. Terapistin alçakgönüllü olması ve kendi konumunu iyi bilmesi çok önemli, tekniğin ne olduğundan
Bu benim de dikkatimi çekmiştir hep, İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere’ye gidince sürekli makarna, tost, pizza, sandviç yiyebiliyorsunuz, burada tahıl yiyince yaşadığınız sorunları yaşamıyorsunuz. Rahatça buğday unu yemek için Avrupa’ya mı gitmek gerekiyor?
Hayattan keyif alamamak, hiçbir şeyin keyif vermemesi gibi belirtilerin nedeni depresyondan çok yüksek kaygı düzeyine neden olan anksiyete bozukluklarıdır. İnsanların kaygıdan kurtulunca keyif alması olanaklı olur.
Anksiyete bozukluklarına depresyon tanısı konularak yüksek dozda antidepresan tedavilerinin başlanacağı bir güne daha uyandık. Gereksiz biçimde yüksek doz antidepresan tedavileri nedeniyle bipolar tablolar yine tetiklenecek ve onu tedavi etmek için de yeni ilaçlar eklenecek yine.
ANTİDEPRESAN İLAÇLAR NASIL ETKİ EDERLER?
1-Depresyon, kaygı, anksiyete, takıntı ve panik duygularının nedeni büyük çoğunlukla beyindeki bir kimyasal bozukluk değildir, olumsuz toplumsal koşullar, toplumsal anlam yitimi (anomi) ve ekonomik krizler, kötü şehirleşme, doğal +++
Yirmi altı yıldır obsesif kompulsif bozukluğu için yüksek dozda ilaç kullanan bir hastam, bir buçuk yıldır sürdürdüğümüz psikanaliz sonucunda tüm yakınmalarından kurtularak ilaçlarını bırakabildi. İlaçsız da olabiliyormuş, kim demiş okb nin nedeni fiziksel diye?
Psikanaliz kuramını öğrenmek için edebiyat eserlerine bolca başvurmak gerekir, bilinçdışı kavramını anlayabilmek için sadece psikanaliz literatürünü okumak yeterli olmuyor
OKB yüzde yüze yakın oranda psikolojik kökenli bir sorundur. Bunun nedenini Aristoteles yüzlerce yıl önce şöyle açıklamış; insanlar diğer canlılardan farklı olarak yalnızca haz ve acıdan değil aynı zamanda da doğru-yanlış, iyi-kötü, adaletli-adaletsizden oluşan bir toplumun +++
Özellikle yeni nesil Antidepresan ilaçların yüksek dozlarda yaygınlaşan kullanımlarının manik ya da hipomanik belirtileri ve sık döngülü bipolar tabloyu tetiklediklerini belirten bir yayın daha çıktı. Bu nedenle bipolar hastalığın görülme sıklığı giderek artıyor
İd, ego, süperego Freud'a ait terimler değildir. Freud'un (Es- tanımsız varlık), Ich (ben), Über-Ich (ben üstü-üstün ben değil) olarak kullandığı terimleri id, ego ve süperego olarak ingilizceye çeviren kişi, James Strachey'dir ve anlamların sapmasına neden olmuştur-Wikipedia: ++
Psikolojik sağlığı yüksek özgüvene, kendisiyle barışık olmak başlığı altında kendini sorgulamadan hep haklı görmeye endeksleyince dünya içi boş ve havada kalan bir özgüvene sahip insanlarla doldu. Bu insan topluluklarını uzayı fethedebileceklerine bile inandırmak çok kolay.
1-Narsizm ağızlarda sakız oldu ve patolojik bir durummuş gibi kullanılıyor. Oysa ben diyebilmemiz için narsizm temelini kurmamız gerekir. İki tür narsizm vardır, birincil ve ikincil narsizm. Birincil narsizmde özne kendisini ötekinden ayıramadığı için ben diyemez. Bu durum++
İnsanın yaşam boyu süren kayıp sürecine depresif duygularla tepki vermesini bozukluk olarak gören ve bu bozukluğu beyindeki biyokimyasal dengesizliklere bağlayarak onu bir makine gibi tamir etmeye kalkan psikiyatrik yaklaşımı kabullenmek kolay değil.
Psikanalize başladıktan yaklaşık olarak dokuz on ay sonrasında, sorunlu bir obsesif yapılanması olan analizanlar, evlerine başka kişilerin kontrolsüz biçimde girip çıktıkları, kendilerinin de kendi evlerinde herhangi birisi gibi yaşamak zorunda kaldıkları rüyalar görmeye ++
Sorun obsesif olmak değil olamamak. Obsesyon olmasaydı histeriden nasıl kurtulabilirdik? Kişilik dediğimiz şey takıntılı bir yineleme olmadan nasıl oluşabilirdi? Aslında bizi histerinin kaotik mekanından kurtaran güç obsesyonun gücüdür.
Zekayı hinlik, cinlik, uyanıklık olarak düşünmeyin. Zeki insanlar kötü, bencil olmakla, küçük hesap yapmakla kazanılmayacağını, aslında kaybedileceğini anlayabilecek kapasitede oldukları için başkaları hakkında olumlu düşünürler. Sonuçta çok mutsuz olurlar.
Psikiyatri ve psikolojinin ekonomik eşitsizlik, göç, kötü şehirleşme, eğitimsizliğin getirdiği sorunlara gözünü kapatarak insanların yaşadıkları her duygusal sorunu biyolojik ya da öznel bilişsel nedenlere bağlaması eleştiriyi hak eden bir yaklaşımdır.
“Bizler doktor değil hastalığın kendisiyiz.”
Christopher Caudwell’in Ölen Bir Kültür Üzerine Incelemeler’in önsözünde andığı bu söz Rusya’da 19. Yüzyıl Narodnik hareketinin kurucu adı Paul Herzen’e ait.
iyi bir başlangıçtır halkçılık ve eleştiriyi kendi üzerine bükmüş bir
Neden mutlaka biyolojik bir açıklamasının olması gerekiyor depresyonun? Psikiyatride yıllardır kullanılan biyolojik paradigmanın çöküşü bile biyolojik zemin takıntısını bitiremedi.
Depresyonun serotonin düşüklüğü ile ilişkili olabileceği görüşü artık geçerliliğini yitirdi. Hatta uzun süre antidepresan kullanımının serotonin düşüklüğü ile ilişkili olabileceği düşünülüyor. Depresyon ile ilişkili olabilecek yeni biyolojik açıklamalara ihtiyaç olduğu açıktır.
Çocuk ve gençlerin sosyal izolasyon nedeniyle zeka düzeylerinde ve sosyal becerilerinde azalma görülüyor. Gelecek on yılda bu nedenlerle yaşamını tek başına sürdürmekte zorlanan bağımlı bir nesil ortaya çıkacak. Yaşlılarda da sosyal izolasyon zihinsel yeteneklerde hızlı ++
Freud ısrarla yanlış anlaşılmıştır. Hatta Freud’u yanlış anlamak bir norm olmuştur. Cinsellik onun kuramında çok gerilerde bir yer tutar, öznenin varoluş ve kabul görme çabası en önde yer alır. Ufacık bir varoluş olanağı için özne cinsellikten tümüyle vazgeçebilir.
"Hiçbir zaman, bütün düşlerin cinsel bir isteğin gerçekleştirilmesi anlamına geldiğini ileri sürmedim, hatta sıklıkla tersini fade ettim. Fakat hiçbir işe yaramıyor, aynı şeyi tekrar etmekten vazgeçmiyorlar."
-Jean-Michel Quinoz, Freud’u Okumak, Bağlam Yayınları, syf: 72
Çok güzel biz senaryo. Annesinin nesnesi olmaktan kurtulamayan (baba/çocuk ilişkisinde de görülebilir) bir çocuğun toplumsal yaşam içine girememesi çok güzel anlatılmış. Modern bir Ödipus hikayesi.
Kafka biz şöyle sesleniyor;evet depresiftim ama depresyon hastası olduğum için değil, hiçbir zaman mutlu olmamı sağlayacak bir hakikate inanamadığım için.Yapım gereği insanları mutlu eden hakikatin hep bir kurgu olduğunu görmem, canımı yakan gerçekliği gözümden kaçırmama engeldi.
Freud narsisizm deyişini kakafonik bulduğu için narsizm demeyi yeğliyordu. Ben (ego) narsizm olmadan kurulamaz, o nedenle kendisine ben diyen herkes narsisttir, iyi insan olmak bile narsizm sayesinde gerçekleşir. Narsistik kişilik bozukluğu boyutunda değilse narsizmi sanki +++
Depresyonun serotonin düzeyiyle doğrudan bir ilişkisinin olmadığını anlayınca asıl nedenlere odaklanabilecek duruma geldik. Az uyumanın depresyon ve dikkat eksikliğinin en önde gelen nedenlerinden birisi olduğunu görebiliyoruz artık.
Büyük felaketler ve yıkımlar yaşayan toplumlarda bireylerin bilinçdışında bulunan vahşi ve çok güçlü baba imgesi canlanır. Bunun çok belirgin sosyolojik sonuçları olur, bireyler genellikle daha itaatkar hale gelirler ve metafizik inançları güçlenir.
Tam tersine içte hiçbir şey yoktur, insanı bir kişiliğe kavuşturan dışıyla olan ilişkisidir. Psikanaliz, psikiyatri ve psikoloji özcülük, dinsel temalar, sezgi ve hermenötikten kurtarıldığı oranda bilimsel olur. Terapide regresyona yol açmak bu nedenle hatadır. Nörobilim gibi ++
Temelinin mükemmellik değil de histerik bir karmaşa olduğunu anlamak insanın gururunu kırıyor. Psikanalizden kaçışın en önemli nedeni, temelsiz bir gururun korunması çabası. Erkeklerde gurur çok daha fazla, mükemmel bir egoya sahip biçimde yaşamlarını sürdürmek istiyorlar. +++
Psikiyatride hastalık tanımı normali tanımlamakla başlar. Normali hiç ertelememek, her şeyi zamanında yapmak, çalışkan olmak, her şeye rahatlıkla odaklanmak olarak tanımlarsanız çalışma odası dağınık olan ve dalgın Einstein bile ADHD tanısı alır, oysa normalde tembel ve dalgınız.
içinde varoluş kazanmak zorundadırlar. Aristoteles'in bu saptaması, insanların yaşamları boyunca "olması gerektiği gibi" davranıp davranmadıkları açısından tereddüt içinde kalmalarına neden olur. Korkunun ve belirsizliğin arttığı dönemlerde insanların tereddütleri de artar. +++
Ortalıktaki tonlarca olumsuz gelişmeden insanların hiç etkilenmeyeceğine inanarak tüm olumsuz duyguların beş yüz küsur psikiyatrik hastalığın birinden kaynaklandığını iddia etmek absürt bir kurgu bilim filmi senaryosuna benzemiyor mu? Dünyadaki gelir dengesizliğinin, göçlerin, ++
İnsanın normal halini sorunları aşırı düşünmeyen, her şeyi zamanında ve eksiksiz yapan, düşünce treni tıkır tıkır işleyen, sorunları aşırı düşünmeyen, düğmesine basılan makine gibi yap denileni şak diye yapan biçimde tanımlamak, insanı aşırı idealize etmektir, o hiç böyle olmadı.
DEHB felci belirtileri
-Sorunları aşırı düşünme veya aşırı analiz etme
-Yüksek öncelikli olsa bile işi başlatamama
-Görevleri önceliklendirememe
-Zaman körlüğü (geçen zamanın farkında olmama)
-Karar vermede güçlük
-Bir görevden diğerine atlama
-Düşünce trenini kaybetme
Hastalık dışında insanların acı çekmelerini, üzülmelerini, korkmalarını,umutsuzluğa kapılmalarını kabullenmeyen bir modern psikiyatrinin insanları gerçekten anladığı söylenebilir mi?Her şeyi hastalık gözüyle ele almak biyo-politika yapmaktır ve egemen siyasete en büyük destektir
“Nüfuzlu psikiyatrlar, ilaç firmalarıyla ortaklık kurarak (ya da onların sponsorluğunda) her ülkede insanların sadece küçük bir yüzdesine acı veren bir sorunu abarttılar mı? Neden utangaçlık gibi, zorlayıcı da olsa sıradan bir duygu durumunu, ilaçla tedaviyi gerektiren bir ++
OKB başkalarının bakışlarının etkisiyle tetikleniyormuş gibi duran obsesif düşünceler ve o bakışların olmadığı bir dünyayı yaratacağı umulan kompulsif hareketlerin oluşturduğu bir tablodur. O bakışlardan kaçmanın gereksiz olduğunu anlayınca sonlanır. İlaçlara artık gerek kalmaz.
Örneğin ergenlik korkunun ve belirsizliğin ciddi oranda arttığı bir dönemdir. Anomik toplum, sosyal ve ekonomik krizler bireylerin korkularını ve tereddütlerini arttırır. Temelde yatan sorun serotonin düşüklüğü ya da başka bir kimyasal sorundan çok bu korku ve tereddüt halidir.
Bu tür eylemlerde keyif veren şey kendini yasanın üstünde, en güçlü ve ayrıcalıklı gibi hissetmektir. Ödipus genellikle gerçek babaya değil yasalara karşı çıkma davranışıyla kendisini gösterir. Freud’un ne kadar haklı olduğunu gösteriyor bu sahneler.
Bu kitaplarla oluşturacağınız altyapı sayesinde Freud’un özgün psikanalitik kuramını, Lacan’n psikanalitik kurama olan katkısını kafanızda çok daha sağlam bir yere oturtabilirsiniz.
@DeryaTR_
@ORHANBURSALI
Otoimmün hastalıkların oluşması yılları alır. Çocukluk dönemi dışında yapılan aşı sayısı arttıkça buna bağlı otoimmün hastalıkların yıllar sonra geliştiğine yönelik çok sayıda çalışma var.
Annelik bile içgüdüsel değil, sonradan edinilen bir özellik. Kadınlar yalnız anne olmak, çocuğun geleceği gibi konularda endişeliler. Toplum anne olmayı bir değer olarak sunarsa özne bunu içgüdüsel bir özellik gibi içinden +++
Her yeni DSM el kitabı, yeni ruhsal hastalıklar tanımlayarak 1952’de 108 olan psikiyatrik hastalık sayısını, günümüzde 500’ün üstüne çıkartmıştır. DSM tarafından önerilen her yeni hastalık için, şaşılmaması gereken biçimde yeni bir ilaç tedavisi de önerilmektedir. Yani son 50 ++
İşte tam da bu nedenle insanlar boş bir özgüvene sahip kişilere aşık olur, hepimiz kaygılı varlıklarız ve kaygıdan kurtulabilmemiz iyi bir masal anlatıcısının varlığında mümkün oluyor. O masala inanınca ürkütücü yaşam, coşku panayırına dönüşüyor. Kendisini kandıramayanlara yazık.
Kaygılı bir partnerle birlikte olmak; kendisini hızlıca çaresiz, güçsüz hissedebilen biriyle olmak demektir.
Dolayısıyla kaygı, burada bir güven arayışını temsil eder.
Psikiyatr Erdoğan Özmen günümüzde depresyonun asıl nedeninin ne olduğunu çok güzel açıklamış;
Bu bolluk ve aşırılık zamanında tüm kerteriz noktalarından yoksunuz artık. Aşkın ya da etik bütün standartlarımızı kaybettik, depresyonlar o yüzden.
Tüm dünyada günümüzde ruh ağrısı yakınması çok arttığı için ruh ağrısı giderici antidepresan ilaçlar çok yaygın ve sık kullanılıyor. Ruh ağrısı neden bu kadar arttı? Gelir dağılımındaki bozukluk, savaşlar ve göçler, hukukun tüm dünyada zenginleri ve egemenleri koruyan bir +++
Mutsuzluğun nedenini sistemde aramak yerine sorumluluğun beyinde serotoninin düşüklüğünde aranması bilimin sistem tarafından kötüye kullanılmasına örnek oluşturmaktadır.
NeoLiberalizm ve Depresif Özne
..
“Neoliberal performans toplumunda başarısız olan kişi, toplumu ya da sistemi sorgulamak yerine başarısızlığından kendini sorumlu tutar ve utanç duyar… +++
-Byung-Chul Han, Psikopolitika, Metis Yayınları, syf: 16
@Metiskitap
Bazı psikiyatristler neredeyse ego bağırsakta oluşur ve dışkıdan farkı yoktur diyecekler, o kadar insanın psikolojik yapısından uzaklaşıp olayı beslenme ve bağırsak eksenine indirgediler. Psikiyatrinin kökenini bu kadar inkar edip psikiyatrist unvanını kullanmanın anlamı nedir?
Freud’un yaptığı şey hakikati bulup ortaya çıkartmak değil, hakikati sorgulamaktır. Hakikati ve onu kuran imgesel gücü sorgulamaya açmaya psikanaliz denir. Psikanaliz özneye hakikati bulması için yardım eden bir gereç olarak kullanılırsa yolundan sapar.
daha önemli. Her terapi tekniği yararlı olabilir ve hastanın hastalığını anlayarak düzelmesini sağlayabilir, yeter ki terapist terapi sürecinde doğru konumlanmayı bilsin. Terapist ve danışan terapi sürecinde hastalık denilen şeyin nasıl oluştuğunu birlikte öğrenirler.
4-ortadan kalkmayacağı için antidepresan ilaçları insanlar bir ağrı kesici gibi yıllarca kullanılmak zorunda kalmaktadırlar. Antidepresan ilaçlar bir hastalığı tedavi etmezler ama insanların canını yakan duyguların şiddetini azaltırlar. Bu nedenle bu ilaçları daha yüksek +++
Her şeyin değişebilir olmasının getirdiği belirsizlik kaygının en büyük kaynağıdır. Yaşamı değişmeyen bir resim gibi algılamamızı sağlayan fantezilerin içinde kendimizi oluşturmak kaygıyı aşabilmemize yardımcı olur. Değişmezlik algısını güçlendiren bir fantezi, ben-idealinin +++
her sorunun nedeniymiş gibi göstermek yanlış. Bu yaklaşım sanki insanların normal hallerinin kendilerinden çok başkalarını düşünen, yardımsever, kötülükten uzak olduğu gibi bir yanılsamaya neden oluyor. İnsanların asla vazgeçemeyecekleri tek şey kendilerini kusursuz görmektir.
OKB nin psikanalitik tedavisinde anal döneme geri dönmek yerine bakışın güncel etkisini çalışmak gerekir. Böylece hem regresyondan hem de dirençten kurtuluruz ve hasta obsesyonlarla kompulsiyonların nasıl oluştuğunu anlayabilecek duruma gelir.
İşler yolunda gitmediğinde o ideal imajı aramak ve ona aşık olmak biçimindeki dileğimiz güçlenir. Yalnız aşkta değil, her türlü özdeşim sürecinin tetiklenmesinde etken olan şey, öznenin kendisini içinden çıkılamayacak derin bir kuyuda hissederek kurtarıcı aramaya girişmesidir
Birey olmak çabasının yarattığı hiçlik yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş gibi hissettirir, kendimizle baş başa kalınca sadece bir boşlukla karşılaşmanın getirdiği anlamsızlığın yarattığı korkudan kurtulmak için kadim bilgi saçmalığına sığınılır. Tarikatlar bu nedenle caziptir.
OKB NEDİR? Egonun ortaya çıkışı obsesif yapılanmanın başladığını gösterir. Özne artık kural koyucu bir gücün ayırdına varmış ve onun kurallarına uyma çabası içine girmiştir. OKB ise kural koyucunun abartılı niteliklerinin normalize edilememiş olmasından kaynaklanır.
Psikiyatride bilimsel olmak her mutsuz olana antidepresan ilaç yazmak değildir. Antidepresan ilaçlar mutluluk dağıtmak için değil hastalıkları tedavi etmek için verilirler ve dikkatli, yerinde, dozunda kullanılmazlarsa her ilaç gibi ciddi yan etkileri olabilir.
Hayal dünyamız günlük yaşantımızın yarattığı acılara karşı sığınacak limandır. Hayallerimiz gerçeklikten kopartacak kadar yoğunsa nevrotik oluruz. Tedavi gerçeklikle yüzleşmenin acılarına katlanmayı öğrenmekle olanaklıdır.Gerçek bir psikoterapi rahatlatmaz ve hatta acı vericidir.
Psikanalizin insanlara acılarıyla yaşamayı kabullendirmek dışında işe yaramadığı eksik bir değerlendirmedir. Psikanaliz insanın kendisini doğru konumlandırmasını sağlar, anakronik gerçekliklerin içindeki konumalanmasına yönelik farkındalık sağlar, bilişsel çarpıtmalarını düzeltir
Psikiyatri dünyası serotonin ile depresyon arasında bağlantının olmadığını gösteren bu makaleye karşı neden suskun? Serotoninin depresyonda etken olduğunu gösteren hiçbir kanıt olmadan serotonin arttırıcı tedaviler neden yaygın olarak kullanılıyorlar?
3-biyolojik bir bozukluğu düzelterek değil, bir ağrı kesici ilacın ağrıyı ve sızıyı altta yatan hastalığı tedavi etmeden azalttığı gibi olumsuz duyguları azaltarak gösterirler. Olumsuz duyguları doğuran sosyal, ekonomik ve psikolojik nedenler düzelmediği sürece bu duygular +++
Bilinç/bilinçdışı ilişkisini diyalektik bir zeminde işleyen bu filmde kasabanın kendi halindeki iyi insanlarının, babanın-adı metaforunun geçersizleşmesiyle birlikte birer canavara dönüşmesine neden olan dönüm noktasını bakalım bulabilecek misiniz?
Sigmund Freud’un psikanalist olmak için bir derneğin onayının gerektiğine yönelik tek bir saptaması/önerisi olmamıştır. Psikanalist olmak tamamlanamayacak bir süreçtir, hiçbir kurum bunun olup bittiğini saptama yetkisine sahip olamaz. Dernek onayı yalnızca tekelciliği tetikler.
İnsanlar dış dünyanın gerçekliğiyle hayallerinde kurmuş oldukları dünya arasında bir yerde yaşarlar. Özne ikincisine ne kadar yakınsa o kadar nörotik olur. OKB gibi nevrozlar hayalleri dış gerçekliğin yerine koyuyor olmamızdan kaynaklanır. Antidepresan tedavisi bu sorunu çözmez++
Freud neden hiç ego terimini kullanmadı? Onun yerine kullandığı “ben” teriminin ne anlama geldiğini Lacan’ın “Ayna Evresi” adlı makalesi bize anlatıyor. Bu kitapta makalenin Fransızcadan çevirisini bulabilirsiniz.
Vitamin, mineral ve gıda takviyesi alırken çok dikkatli olmak gerekir çünkü çok karmaşık bir biyokimyasal zeminde hangi takviyenin beyin metabolizması üzerinde nasıl bir sonuç doğuracağı belli olmaz. Örneğin dopamin düzeyi artarsa psikozlar, anksiyete, panik ve hatta mani ++👇🏼
Penceresiz odalarda sabahtan akşama kadar hasta bakmak, yine de ekonomik sıkıntı içinde olmak, ülkede ne suçlar zaman aşımına ve affa uğrarken en ufak hatadan dolayı soruşturmaya, dava açılmasına maruz kalmak… Hekim olmak…
Bireysel kimlik yerine topluluğa ait bir kimliği benimsemek öznenin korkularını azaltır ve bir biçimde ona ölümsüzlük duygusu yaşatır. Birey kimliği kaygı ve korkuların öznenin yaşamına girmesini kolaylaştırır. Kaygıdan kurtulabilmek için birey olmaktan kaçış seyrek değildir.
Anneden kopartılmanın öfkesi ancak bu kadar güzel çizilebilirdi. Bu öfke yaşam boyunca kurallara ve kural koyuculara karşı bilinçdışında varlığını koruyacak ve bütünlüğe dönme arzusunun yakıtı olacaktır.
Psikolojik olarak sağlıklı ve mutlu olan insanların pek çoğu şu anda “iyi” davranıp iyi yaşadığı için iyidir; “İyi” bir geçmişe sahip, “şanslı” biri olduğu için değil.
şey tam olarak budur. Koşullar değiştiğinde her ego sahneden çekilerek yerini mekana hakim olan koşullara uygun olan yeni bir egoya bırakmak durumunda kalır- exitus. Baudrillard’ın simgesel ölüm kavramı da böyle bir sahneden çekilmeyi anlatır.
Yirmi yılda dört kat artan antidepresan ilaç kullanımı yalnız serotonin düşüklüğüyle açıklanamaz. Ne oldu da düşmeyen serotoninler düşmeye başladı? Ekonomik ve sosyal etkenler çok daha önemli bir depresyon nedeni olabilir.
Abartılı davranışlar bir şeyleri gizlemeye yarar. Biriyle işbirliği içinde olduğunuzu gizlemek için onunla kavga halindeymiş gibi görünmek, dolandırıcılıktan kazandığınız serveti gizlemek için çok hayırsever görünmek işe yarar.
Anlamsızlık hep yanı başımızdadır, depresif,korkak hissettirir, bu duyguların nedeni serotonin düşüklüğü değildir.Mutluluk için anlamı sürekli kılan bir hakikatin hükümdarlığını isteriz. Hakikatten yoksun kalmanın depresif hali antidepresanı gerekli kılan bir beyin hastalığı mı?
2-afetler, savaşlar, yalnızlık, kayıplar ve travmalar gibi psikolojik etkenlerdir. Antidepresan ilaçlar nedeni sosyal, travmatik ya da psikolojik olan duyguların şiddetini beyindeki serotonin, noradrenalin, dopamin düzeylerini artırıp azaltarak hafifletirler. Etkilerini +++
Antidepresan ilaçlar ağrı kesiciler gibidir, semptomu azaltırlar ama altta yatan nedeni tedavi edemezler çünkü depresyon tablolarının yüzde doksanından fazlasında ilaçla düzeltilecek fiziksel ve kimyasal bozukluk yoktur.
3-sahiplenicisi olarak ortaya çıkan bir ben nesnesini sevmek söz konusudur. Yüceltilmiş bir dışsal değer sistemi olmadan narsistik zemin kuramayız ve kendimizi sevemeyiz. Yani narsizm öznenin kendisine hayran olması değil yüceltilmiş bir değer sistemine hayran olmasıdır.
Sayın Elif Okan Gezmiş'in bu değerli makalesini dikkatle okumakta yarar var: Elizabeth Roudinesco (2016) her ülkenin kendi Sigmund Freud’unu yarattığını; Freud’un eserlerinin her satırının farklı şekillerde yorumlandığını söyler ++