babalar en çok kızlarını sever olayı da erkek egemen toplumun kadınlar üzerinden babalara yüklediği namus olayından başka bir şey değildir , davar gibi oğullarına gösterdikleri tolerans söylemiyorum bile
"Televizyonlar mucize mastürbasyonu yapıyor. Saatlerce bir kişinin enkaz altından çıkarılışını film gibi izleyip arınıyor, aynı anlarda ölen binlercesini unutuyor insanlar. Rezil bir habercilik. Siz çekmeseniz de kurtarılır o, sizin göreviniz yardımın olmadığı yerleri göstermek.”
"Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım yok.
Hiçlik tanırsının kayrasıyla kutsanmış ben
yalnızca buna inanabilirim, ben."( Nilgün Marmara )
Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi giriş cümlesidir: Zamanların hem en iyisi hem de en kötüsüydü; bilgeliğin ve aptallığın çağıydı. Hem inanç hem de kuşku devriydi. Işığın da asrıydı karanlığın da. Hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışı. Her şeye sahiptik hiçbir şeyimiz yoktu
“Hayırseverliğe inanmıyorum. Dayanışmaya inanıyorum. Sadaka dikeydir, yukarıdan aşağıya doğru gider. Dayanışma yataydır. Diğer kişiye saygı duyar.” ( eduardo galeano )
Sezai Karakoç'un ölmeden 1 ay önce "Monna Rosa" şiirini yazdığı kadın Muazzez Akkaya'ya rastlaması..
"Monna Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek.."