Elektrik çarpması-Olacak O Kadar
Levent Kırca'yı ve ekibinden ötelere göçen herkesi rahmetle anıyorum.
İzmir'deki elektrik faciasıyla ilgili olarak bir kişi utanacak mı, merak ediyorum!
İki gün sivrisinek vızıltısı ile uykum bölünmüştü. Yanı başıma karanfil poşetini şöyle koydum. İki gündür sivrisinek vızıltısı duymuyorum. Sivrisineğin karanfil kokusundan hoşlanmadığını duyunca denedim. İki gündür işe yarıyor gibi...
Yavuz Selim Camisi'nde idim. Bir ses duydum. Baktım ses kesilmiyor. Nereden geliyordu bu ses? Karşıya baktım, Kasımpaşa. Stadı gördüm. Zumladım. Fenerbahçe taraftarını gördüm. Meğer maç varmış! Mesafe 1932 metre 80 santim. Neredeyse 2 km.
Bu erkek kumru Gülhane'nin girişinde dişi kumrulara kur yapıyordu. Aslan gibi yelesini kabartıp "gur gur gur" diye ötmeye başladı. O anı kaçırmak istemedim. Yirmi otuz kare çektim. Bu kare çıktı. Gerdanındaki pullar sonradan eklenmiş gibi. Pul pul işlenmiş. Ah ışık olaydı!
Kızımla Belgrad Ormanı'na gitmiştik. Piknik bölgesinde pek kuş yoktu. Otopark kısmında bir hareketlilik gördük, oraya gittik. Büyük baştankaralar elimden bir şeyler yemeye başlayınca kızıma "Hadi, sen de böyle yap!" dedim. Kayıt tuşuna bastım.
1930 yılında İstanbul'daki lokanta, kebapçı, bar, pastane gibi yemek yenilen yerlerin adlarını, hangi semtte olduklarını ve kimlere ait olduklarını gösteren liste. Daha önce paylaşmış olmalıyım. Meraklısı için güzel bir belge...
Bir zamanlar Galatasaray formasıyla 35 gol atıp gol kralı olmuş Tayyare Osman, nâm-ı diğer Osman Alyanak. Biz onu 300'den fazla filmde rol aldığı Yeşilçam filmlerinden ve belki de son olarak Perihan Abla dizisinden biliyor ve tanıyoruz.
Otobüs durağına gidiyordum. Kedi dikkatimi çekti. Çeşmeye gidiyor, dönüyordu. Uzaklaştı. Çeşmeye gittim, avcumu suyla doldurdum. Hemen geldi. Lap lap lap...Uzun süre içti. İki elimi birleştirip doldurdum suyu. Hepsini içti...Poyraz esse de hava hâlâ çok sıcak.
İstanbul'un göbeğinde yalıçapkını kuşunu yakından görebilmenin zevkine vardım. 40 metreden beni görünce kaçan kuş en sonunda 7-8 metre önümde durdu ve kaçmadı. Ah, iyi bir makine olsaydı şu güzel renkleri daha canlı çekebilirdik. Amatörce bu kadar oluyor...
1972 Oscar ödül törenlerinde Charli Chaplin dakikalarca ayakta alkışlanıyor. Az bile yapmışlar. Ben büyük oyuncunun yaşlılık halini tanıyamazdım. Alkışlardan tanıdım.
Sıvacı kuşu. 36.kuşum oldu. Bunu ormanda gördüm. Daha çok fotoğrafını çekecektim ki orman görevlileri geldi, ormanda fotoğraf çekmenin yasak olduğunu, izin almadan fotoğraf çekilemeyeceğini söylediler. İnanamadım! Ormanda her türlü pisliği yapmak serbest, fotoğraf çekmek yasak!
Abdülhak Hâmid Tarhan öldüğü gün, Cağaloğlu'nda bir kitapçı "Büyük ölüye hürmeten dükkânlarımız yarına kadar kapalıdır." yazısını dükkanın kepenklerine asmış. Bir şairin ölümünden dolayı dükkânlarını kapatanlar varmış.
Nazım Hikmet şiirleri Yüksek Lisans ödevimdi. Şiirlerini okurken Nazım'ın ağaçları çok iyi tanıdığını, ağaçlara çok özel bir ilgisinin olduğu şiirlerinden anlaşılıyordu. Ağaçların geçtiği bütün mısraları kaydetmiştim. Ağaç demez, ağaçları isimleriyle anar. Bu çok önemli.
Şu zımbırtılar kuşlar konmasın diye mi dikilmiş oraya? Kuşlara konacak ağaç bırakılmadı. Direklere bile konmasın istiyorlar. Kuşlar konsun diye başımda saç bırakmadım. Konacak yer bulamazsanız gelin benim başıma konun kuşlar!
7 dilde sözlük. 1920 yılında yayımlanmış sözlükte İngilizce kelimelerin Arapça, Farsça,Türkçe, Ermenice, Kürtçe, Süryanice karşılıkları verilmiş. Örnek sayfalar da ekledim. Merak edenlere duyurulur.
Topkapı Deprem Parkı'ndaki havuzlar boşaltılmış. Balıklar küçük iki su birikintisinde hayatta kalmaya çalışıyor. Güneş o suyu bugün kurutur.
@IBBcozummerkezi
Allah aşkına şu balıkları kurtarın.
Necip Fazıl'ın Kaldırımlar şiirinin ilk hâli ile son hâli arasında çok farklıklar var. Şair güzel bir ses yakalamış ama eksikleri, fazlalıkları görmüş ve daha sonra değiştirmiş. Mukayese etmek için şiirin son hâli, eski yazı hâli ve çevrilmiş hâlini paylaşıyorum. Hatalar affola!
Büyük baştankaranın seçimi. Elime kondu, yiyeceklere baktı, baktı, aralardan fıstığı gördü ve onu aldı. Tercih yapabiliyor baştankara. Onun aklını yerim ben!
Riva'da göçmen kuşların dinlenme, beslenme mekânı olan dereden gelen sularla oluşan göleti, karşısına
yapılan site için kurutmuşlar. Buna sebep olanlar, ağız tadıyla bir lokma ekmek yiyemesin, bir yudum su içemesin!
Bu sabah Topkapı Parkı'nda iftar izleri. Bu sıcakta temizlik işçisi bir abimiz iftardan kalan pislikleri temizlemeye çalışıyor. Abdestsiz namaz olmuyor. Namazın şartlarının bir çoğu temizlikle ilgili. Orucun temizlikle ilişkisi yok mu?
Normal piknikçiler de böyle, iftarcılar da!
Bugün Yıldız Parkı'nda gezinirken uzaklardan çitkuşu (çıtkuşu) sesi duydum. Ona kulak verdiğim anda yakınımdan cevap geldi. Hemen düğmeye bastım ve kaydettim.
Annemin penceresinde küçük kumru yuvası. Babam, kargalar zarar vermesin diye kumrunun yuva yaptığı saksının etrafını kapatmış. Bizim evin bir ferdi olmuştur bu kumru ailesi. Geçen yıl da bu saksıdan mini yavrular kumru nüfusuna dahil olmuştu.
Bu çakalı 2-3 sene önce Riva'da görmüştük. Kimseye zararı yok. Ancak avcılar zevk için bu güzel hayvanı öldurüyor ve bu hayvanın öldürülmesi serbest. Rivada dün bu hayvan bir avcı tarafından öldürülmüş. Neden sadece kedi-köpekler mi savunuluyor bu ülkede?
Rahmetli Erol Taş, meşhur olduğu yıllarda eski mahallesine gider. büyüklerin ellerinden öper, fakir fukaranın çocuklarını sevindirirmiş...Kötülüğün rolünü yapan iyi adam.
Küçük kumru- kumru ve üveyik. Benzerliklerini ve farklılıklarını görmek için üçü bir arada...Bu üç kuşu karıştıranlara çok şahit oldum. Dikkatle bakılırsa farklı yönlerini görmek çok kolay.
Kastamonulu yazar ve araştırmacı Talat Mümtaz 30'lu yıllarda Kastamonu'da halk inançlarını derlemiş. Daha çok batıl inançlar...Bugün bile benzerleri dilden dile dolaşmaktadır. İlginç şeyler var. Meraklısı buyursun...
Fatih Camiinde cuma çıkışı lokma dağıtıldı. Kimileri camiden çıkıp kuyruğa girdi. Lokma aldı, yedi; lokma kabını avluya attı. Cenaze Krapısı tarafında plastik kap çoktu. Orucu neyin bozduğunu ısrarla öğrenmek istemeyen halkımız temizlik iman ilişkisini de bir türlü öğrenemiyor.
Bende sevgi bedava, kuşları seviyorum. Kuşlar da beni seviyor...Onun elime konması, bakışmamız, onu çok yakından görebilmek nasıl bir duygu olduğunu anlatamam! Alakargaya selam olsun...
Yedikule bostanlarından her sene 200.000 kök marul yetişiyormuş. İzmitliler marulu çok severmiş. Yedikule marulunun ilk müşterileri İzmitliler imiş. Yedikule'den İzmit'e marul gidermiş. Yıl 1934.
Kadir Savun, beyin ameliyatı olduktan sonra Saltuk Film, Kadir Baba için bir jübile filmi çekmeye karar vermiş. Bu filmde rol alacak ve setinde çalışacak kişiler ücret almamayı, filmin bütün gelirlerinin Kadir Savun'a bırakılmasını istemişler.
Osmanlı devrinde yazılan bir kitapta penguen kelimesine karşılık olarak "çolak kuş" denmiş. Bu isim tutsaydı, bugün çolak kuş diyecektik. Tutmamış, penguen ismi Türkçeleşmiştir.
Evime dün geldim. Üzerimde hâlâ hastalığın,ilaçların etkileri var. Uyumuşum,kalmışım. Sabah olmuş. Nasıl oldu, anlamadım!Dünyanın her yerinde bu beladan kurtulmayı bekleyen herkesin kurtulmasını diliyorum.
Sahte Kabadayı filminde Kemal Sunal merdivenden kayarken arkada Kavuklu Hamdi'nin tablosu görülüyor. Bu ev, Yeşilçam'ın belki de en çok film çekilen Yeşilyurt'taki meşhur evdir. Ev Muammer Karaca'nın müze gibi evidir. Maalesef bu ev yıkılmış. Bu ev, Yeşilçam müzesi olmalıydı.
Topkapı Parkı'nda kuş gözlemek isteyen en az beş altı kişiden mesaj aldım. Görmek istenen kuşlar Kızılgerdan, büyük baştan kara, ak kuyruksallayan ve ispinoz. Topkapı Parkı'nın kuş haritasını çıkardım. Hangi kuşu nerede görebiliriz, oraya resimlerini koyup adlarını yazdım.