anneme cildim çok kuru bana iyi bir nemlendirici önersene diyorum zeytinyağı diyor bu ege insanının zeytinyağına imanını katolik ruhban sınıfında göremezsiniz
yakın zamanda bir çalışmaya denk gelmiştim. lüks pazarı ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre 5 evreliymiş: en kötüden en iyiye doğru 1-seçkin zümre 2-servet birikimi 3-gösteriş zamanı 4-içselleştirme 5-yaşam tarzı. türkiye pazarı doğal olarak 3'e dahil +
@osmanbulutk
tarla arazisini yaşam alanına dönüştürme fikrine taraf olamam, yatay mimari iyi hoş ama bizim nüfusa arsa yetişmez. ülke genelinde sıfırdan şehir planlaması gerekir, merkezde yoğunlaşan imkanların farklı noktalara dağıtılması erişim sorununu kısmen çözebilir ama işte çok maliyet.
anneme cildim çok kuru bana iyi bir nemlendirici önersene diyorum zeytinyağı diyor bu ege insanının zeytinyağına imanını katolik ruhban sınıfında göremezsiniz
bu evrede lüks, ekonomik statü sembolü olarak görülüyor. türk lüks tüketicisi logo, statü ve marka bilinirliğine sevdalı. prestijli markaları tercih edişlerinde körü körünelik var çoklu markalı mağazalardan alışveriş yapıyorlar ve indirim odaklılar (bu biraz yürek burktu)+
kısaca gösterişçi tüketim. kişi edindiği mülk ile kazanabildiği toplumsal saygınlığını yine varlıklarını göstererek sürdürmek istediği için bu döngüde kayboluyor. +
bu eğilimin günümüz dünyasında çok asil bir antitezi var o da quiet luxury. bu tür bireyler belli bir doyum noktasına erişebilirlerse, hepsini orada görürüz umarım bir gün.
barilla 80lerin başında sosu fazla emmeden içinde tutabilen, dekoratif ve mimari olabilecek en iyi makarna şeklini üretmek için ünlü 1 endüstriyel tasarımcıyı görevlendirdi, makarnanın karmaşık şekli eşit şekilde pişirilmesini imkansız kıldığı için proje fiyaskoyla sonuçlandı. +
hayat “en kötü günümüz böyle olsun” tadındaki günlerden hep verir mi yoksa yine limon verecek biz de limoncello mu yapacağız bilmiyorum tam ama iyi ki doğmuşum bazen en can sıkan haliyle bile averajda güzel şey yaşamak
günaydın, bu eve düşen yeni fıstık. adı ışık, maalesef çok az görebiliyor, bugün görme ihtimali olup olmadığını anlamak için onu tam teşekküllü bir hastaneye götüreceğiz, şans dileyin.
1-2 yıl içinde bunları unutup 15 günlük izni için güç bela para biriktirip bu otellerden birinde tatil yapıp tatili esnasında fethiye’nin bilmemne köyünde çıkan yangın haberini okuyup cayır cayır üzülüp bunu tivit atarak dışavuracak olan o stereotip
suya dayanıklı apple watch’la denizde saatlerce takıldım gece şarja taktım müthiş bir ısı, şarj olmuyor ve hayat belirtisi sıfır şu an. mevzu nedir, anlayan bilen varsa dm pls.
imkanlarınız ölçüsünde övünerek anlattığınız deneyimlerinizi belki hayatı boyunca erişemeyeceğini tahmin edebildiğiniz kişilerle paylaşırken takındığınız o kibri tahminen ne zaman bırakırsınız
@GRLFRA
izmir’in kötü olduğu şey mutfağı değil mutfağının tanıtım şekli maalesef. enginar dolması, şevketi bostan, sinkonta, elbasan, radika salatası gibi muazzam lezzetlerle pazarlanamamış onun yerine ucuz karbonhidratla meşhur edilmiş.