Ben şu anda 2000 yılından beri sigara içmiyorum. Ama daha önce de sigarayı bırakmıştım ve bir sene içmedim. Ama o sırada sigara aleyhine o kadar çok propaganda yapıldı ki "Dur" dedim, yani "bunlar bizden iyi şeyler isteyemezler." Tekrar sigaraya başladım...
İsmet ÖZEL
Sene 1994, Tansu Çiller Başbakan, iktidarda Doğru Yol Partisi ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti koalisyonu var. Özkan Uğur, İsmet Özel’e kitabından soru soruyor. Kanal ise TRT.
“Başını örtmek kadınlara verilmiş bir imtiyazdır, hak değildir. Sadece üstün nitelikli kadınlar başlarını örterler. Bana sorarsanız, benim yetkim olsa, bazı kadınların başlarını örtmelerini yasaklardım.”
İsmet Özel - 2 Haziran 2001
"Şimdi Türkiye'ye bakın: Rezalet ortada ama kimsenin rezil olduğu yok. Kepazelik diz boyu, yine de kimse kepaze edilemiyor. Bir yerde bir rezillik var ve kimse rezil olmuyorsa oradaki herkes rezildir."
İsmet ÖZEL
"Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı..."
İsmet ÖZEL
"Sigara yakarken besmele çekiyor musun?" diyorum, sigara içenlere. Onlar da "Hayır, ne münasebet..." diyor. Demek ki besmele çekilmeyecek bir şey yapıyorsun.
İsmet ÖZEL
İsmet ÖZEL'in 42 yıl önce sorduğu soru;
“Güçlü bir topluma ulaşıp onun Müslümanlaşmasına mı;
Müslüman bir toplum oluşturup onun güçlenmesine mi çalışacağız?”
"Merak etmedigi, dert etmediği halde 'Nasılsın?' diye sormak, münafıklıkta bir mertebedir."
İmam Gazali
"İhtiyaten dost olunmaz. Muvakkaten dost olunmaz. İdareten dost olunmaz."
İsmet ÖZEL
"Günlük konuşmalarını otomobillerin veya güneş gözlüklerinin markalarına hasreden insanlara yetişkin denilemez. Bu insanları oyuncakla kandırmak kolaylaşmıştır çünkü. Ülkemizdeki yaşını başını almış insanlar oyuncaklarından ötede bir şeyle ilgileniyor değiller...
İsmet ÖZEL'in Aralık 2012'de, "Siz her an bu topraklara ihanet edebilirsiniz, bu ülkenin tehlikeli insanlarından birisiniz, gözlem altında tutulmalısınız ve her an hareketleriniz not edilmeli" sözlerinin üstünden 6 sene geçtikten sonra H. Halaçoğlu Amerika'nın Sesi muhabiri oldu.
Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir...
İsmet ÖZEL
"Türkiye’de talebe yok, yani insanlar bilgiyi istemiyorlar. Ne istiyorlar? Mezun olduktan sonra iş istiyorlar. Bugün insanları görüyorsunuz, bu bir felâket, bu bir millete yakışmayacak bir şeydir..."
İsmet ÖZEL
"Kitap fuarındayız. Ne işe yarar bu kitap fuarı? Birilerinin cebini doldurmaya yarar. Türk milletinin uyanışına zerrece katkısı olacağına inanıyor musunuz? Sanıyorsanız salaksınız. Çünkü milletin uyanışı ancak yürünecek bir yol bulması suretiyle olur..."
İsmet ÖZEL
Soldan ne kadar rahatsız isem sağdan da o kadar rahatsızım. Solcuları ne kadar sevmiyorsam sağcıları da o kadar sevmem. Sağ ve sol, ilericilik ve gericilik modern dünyanın insanları kafeslere koymak, insanları ambalajlamak ve zamanı gelince postalamak için uydurdukları şeylerdir.
İsmet ÖZEL şöyle diyor; "Paylaşılan dert, dert olmaktan çıkmaz, ama çekilir dert haline gelir."
Türkü de öyle söylüyor: “Çekemem bu derdi bölek seninle.”
Düşünen bir insanın güzellik karşısındaki hassasiyeti artacağı için alelade ortamlara uyum sağlaması da zorlaşır. Bu uyumsuzluğun bir adı da geçimsizliktir.
İsmet ÖZEL
"Zelzeleye Osmanlıca'da "hareket-i arz" denirdi ve halk bu ibareyi "hareket"e indirgemişti. Filânca yerde hareket olmuş denildi mi biz oranın bir yer sarsıntısı geçirdiğini anlardık. Yeni bir kelime olarak karşımıza çıkan deprem yadırganmadan yaygın bir kullanım alanı kazandı...
İnsanların güzelliği, kadınların cilveli, erkeklerin yakışıklı olması manasına gelmez. Güzel bir insan dediğin zaman kendisine itimat edilen bir insan demek istersin, başka bir şey yoktur. Emanete ihanet etmeyen herkes güzeldir.
İsmet ÖZEL
"Biz kendisine İstiklâl Marşı vermiş olan bir şairi bağrına basamayan bir toplum olarak, bu lekeyi hala üzerinden silememiş bir toplum olarak yaşıyoruz. Bizim İstiklâl Marşımız'da ''Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar...'' diyor. Ondan sonra siz ne diyorsunuz.."
İsmet ÖZEL
Kendi bakış açımın doğru olduğuna birilerini ikna etmek benim vazifemin içine girmiyor.
İkna edilmişlerle yola çıkılmaz. Yola inanmışlarla çıkılır. İkna edilenler yola çıktığında ikna edilirler.
İsmet ÖZEL
Sahtekârlık ve hilebazlık yapma fırsatı elimize geçince dilimize "ne yapalım, şartlar böyle gerektiriyor" cümlesini doladık. Dürüst davranmamız, hakka riayet etmemiz ihtimali karşımıza çıkınca da aklımıza gelen ilk cümle "âlemin enayisi ben miyim" oldu.
İsmet ÖZEL
"Yıl 1966 sonları. Kapınıza bir adam gelir. Adı Emin Ersoy’dur. Merhum Akif’in oğlu. Bir ö��le sonrası odamdayım. ”Sizi biri görmek istiyor” dediler. “Buyursun” dedim. İçeri tıraşı uzamış, üstü başı bakımsız, yaşlıca, çelimsiz bir adam girdi..."
"Vincent Van Gogh niye büyük ressam? Satmak için resim yapmadığı için. Bugün Türkiye'de şiire emek verecek insanlar önce karşılığını düşünüyorlar. Şiir yazabilecek olan adam da şiir yazmıyor. Çünkü getirisi yok. İş çingene ruhlu insanların eline kaldı."
İsmet ÖZEL
İnsan hakları belli bir insanı esas alır, o da Yahudi'dir. Bunun literatürde de yeri vardır. Yani bir Yahudi'nin dünyanın her yerinde rahat yaşaması için gerekli şartlara İNSAN HAKLARI deriz.
İsmet ÖZEL
"Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş"
İsmet ÖZEL
Tüketim kültürü salaklar içindir, yalnız giyimi kuşamı kapsamakla kalmayan, felsefe ve inancı da içine alan her türlü moda, televizyon SALAKLAR içindir. Onların dünyasında intibaksızlık ya da uyumsuzluk bir psikiyatrik sorun kabul edilir.
İsmet ÖZEL
"Bir gün yağmur yağmaya başladığında Rasulullah, yağmur damlalarının değmesi için başını açmış. Nedeni sorulunca, "Onun Allah'la ahdi benimkinden daha taze" demiş. İnsanın yaratıcısıyla olan anlaşmasına uygun bir tazeliği yakalaması lazım."
İsmet ÖZEL
"İmam-ı Azam ve bir arkadaşı güneşin altında bir şey bekliyorlar. Arkadaşı İmam-ı Azam’a diyor ki, “Şu evin gölgesinde duralım, güneş çok yakıcı.” “Hayır!” diyor İmam-ı Azam, “O evin sahibi olan adamın bana borcu var. Eğer ben onun evinin gölgesinde serinlersem bu faiz olur...”
"İnsan
eşref-i mahlûkattır, derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı..."
"İsmet ÖZEL sadece şiir yazsın" mı?
"Amentü" şiiri 1974 yılında, Sezai Karakoç'un Diriliş dergisinde yayımlanıyor.
"Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
Yürüsem rahmet boşanacak.
ve sana bir karşılık vereceğim.."
#İsmetÖZEL75Yaşında
''İslâmi kesim, AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte yozlaştı. Başını örten kızların bir kısmıyla göbeklerini açan kızlar aynı amacı taşıyorlar.''
İsmet ÖZEL
Bir takım insanlar derler ki: "Ezan Türkçe okunsun" ya da "insanlar namazda kendi ana dillerinde sureleri söylesinler..." Bunları söyleyen insanlar ne kulağı ezanda olan insanlardır ne de namaz kılan insanlardır..."
İsmet ÖZEL
"Bugün yirmi yaşında bulunan bir genç kollarını sıvayıp çok emek ve sabır isteyen işlere başlamazsa önündekiler gibi boşu boşuna yaşlanacaktır."
İsmet ÖZEL
"Ben Allah'tan istedim ama Allah vermedi..." Böyle bir şey söz konusu değildir. Bu önce istemeyi bilmemekle alakalı bir şeydir, sonra ne istediğini bilmemekle alakalı bir şeydir ve nihayet kimden istediğini bilmemekle alakalı bir şeydir.
İsmet ÖZEL
Bir gazeteci, İsmet Özel’le söyleşi yapıyor. Özel’in bazı sözleri karşısında gazeteci panikliyor: “Ama bu sözleriniz bir paranoya! Siz paranoyak mısınız?”
İsmet Özel’in cevabı ise tarihi öneme sahip:
“Bu şartlarda paranoyak olmayan şerefsizdir!”