biz daima “ortak dil” diyoruz… millet olmak ortak dile sahip olmaktır.
bize bu dili öğreten mihver şahsiyetlerden biri Bursalı Emir Sultan hazretleridir. onun ihdas ettiği düşünülen Erguvan Faslını hatırlayalım..
ortak dil, buluşturan dildir.
Fakültemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz Hocamız, Bursa Uludağ Üniversitesi'ne Rektör olarak atanmıştır. Hocamızı tebrik eder, yeni görevinin hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
Hak, iyilikte ve hayırda daim eylesin.
Merhum Emin Hocanın vefatına öğrencisi Prof. Mustafa Kara'nın düştüğü tarih:
Hâmil-i Kur'ân Emin
Hâdim-i Kur'ân Emin
Çıkdı bir melek dedi:
"HÂFIZ-I KUR'ÂN EMİN" 1440
M.Kara
Bursa
âh güzel hocam, âh güzel dost... yaptığı tercümeleriyle ilim ve irfan hayatımızı tenvîr eden, Fakültemiz eski öğretim görevlilerinden Dr. Mahmut Kanık'ın irtihal haberini aldık.
rahmet olsun güzel hocam... rahmet.
camiamızın başı sağ olsun.
Mesele farklı olmak değil, birarada olabilmektir. İşte kitabı yazılacak bir fotoğraf:
Sağdan sola: Prof.Dr. Cemal Sofuoğlu, Ercüment Özkan, Prof.Dr. M.S. Hatiboğlu, Prof.Dr. Esat Coşan, Prof.Dr. Y.Z. Kavakçı, Prof.Dr. İ. S. Sırma
Değerli ağabeyim Muammer Esen'e müteşekkirim.
Eskiden olduğu gibi, İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesi mezunlarından öğretmen olmaya hak kazananlar ilk ve orta öğretimin her kademesinde görev almalı.
#CBilahiyatintekumudu
bir sabah vakti şehrin sesine ses olur... muhabbet eşliğinde varırız sıcak bir mekâna. o vakit, şehirli oluruz. zira biliriz, insanın gönle sürur veren o sıcaklığı tebessümünde taşıdığını.
çocuklara bilgi yüklüyoruz. tefekkür etmeye zamanları kalmıyor. her şeyi hazır veriyoruz. eksik olanı görüp, çözüm arama yoluna gidemiyorlar. oysa talebe, tâlib olmalı; aramalı, istemeli... bulmalı, keşfetmeli.
doğrudan bilgi vermeye endeksli eğitim, keşif ruhunu öldürüyor.
Yazar Nuri Pakdil'in Vefatına Tarih
Kaleminin vasfı edebli
Gönlünün sesi merhametli
Kudüs'lü bir dost dedi:
"NURİ AĞABEY'İM RAHMETLİ" 2019
Mustafa Kara
Bursa
merhum hocam, sınıfta tahtayı çok güzel kullanır, özenle yazardı. yazısı düzenliydi. notlarını dolma kalemle alırdı. konuşması da yazısı gibiydi, yumuşak, nazik ve latif... insana değer verir, dinlerdi.
hocamı rahmetle ve minnetle anıyorum... rûhu şâd, mekânı cennet olsun.
Halife Leylâ'ya sordu: "Kays'ı perîşan eden sen misin? Oysa başkalarından güzel de değilsin." Leylâ şu cevabı verdi: "Sen beni Mecnûn'a sor!"
"Bir halîfe Leyli'ye didi ki sen
Sen misin Kays'a olan sûriş-fiken
Gayrıdan hüsnün değil pür-âb u tâb
Didi var Mecnûna sor budur cevab"
o çocuk, henüz bir öğrenci.. onu kuşatan ve tahkir eden topluluğa, "ben bir insanım" diye haykırıyor. lakin duyan yok.
biz nasıl bu hale geldik? ne vakit bu kadar ceberut olduk? anlamakta zorlanıyorum. nezaket, samimiyet ve merhamet birer kuş olup Kâf Dağı'nın ardına mı uçtular?
Dün Üniversitenin açılış dersinde Rektör Bey, öğrencisi olmayan kampüsü suyu çekilmiş pınara benzetmişti.
Bu çok güzel bir teşbih: Suyu çekilmiş pınar...
Şimdi koridoru dolduran öğrencilerimi görüyorum... Pınara su, Fakülteye cân gelmiş artık.
Şükürler olsun, nazar değmesin.
Oruçla alakalı fetvalarını dinlediğimiz Fatih Terim, sadece bir futbol adamı değil, aynı zamanda müftülük makamına namzet bir ilahiyatçıymış. Hem de biz futbolcularımızın yerine oruç tutarız diyecek kadar gani gönüllü bir ilahiyatçıy... Tebrikler Müftüm.
Benim güzel memleketim..
bir Selahddin arıyor cihân,
bir Ömer... dinsin diye Kudüs'te akan kan.
her Ramazan od düşer ocağına Kudüs'ün,
gözyaşlarıyla yıkanır Aksa... çünkü zalim,
daima kan ve gözyaşından beslenir.
şimdi eller semaya gönül niyâza açıldı;
indir rahmetini Rabbim, sönsün bu yangın...
Öğrencilerime not:
1. Okuma listenizde mutlaka, her biri birer tecrübe hazinesi olan hatıralara, otobiyografilere ve biyografilere yer verin...
2. Yaşadığınız, tanık olduğunuz önemli hadiseleri defterinize not edin. Bir gün o notlar, önemli birer kaynak olacaktır.
bu virüs rûzgârı yakınımıza, daha yakınımıza kadar geldi.. pek çok dostumuz dua bekliyor. şimdi Sivas'tan bir haber geldi, ağabeyim de yoğun bakıma alınmış; Hak şifalar versin.
dostlar, dikkat edelim... Sağlık Bakanı'na kulak verelim: mesafe-maske ve hijyen.
dua edelim dostlar.
biz. işte birkaç
yalnız adam. kalabalık
koridorlarda. kendi yalnızlığında
kuran dert mabedini. beslenip hüzünle
karan derman hamurunu.
biz. birkaç yalnız adam işte.
kalabalık koridorlarda.
yalnız. lakin kalabalık.
Öğrencilerime ve genç arkadaşlarıma tavsiye ettiğim bazı isimler var. Bunlar: Mümtaz Turhan, Sabri Ülgener, Nurettin Topçu, Erol Güngör ve Sezai Karakoç... Neden bu isimler? Çünkü bu isimlere aşina olmak, içinde yaşadığımız çağın meselelerini doğru anlamamızı sağlayacaktır.
Ben okumalarımı bitirir, notlarımı alır, sonra dışarı çıkarım… Yürüyerek düşünürüm. Aldığım notlar benimle sokaklarda dolaşır. Yazıyı orada kurarım. Yazı masasının başına geldiğimde, yazı zaten zihnimde yazılmış olur. Oturur yazarım.
Niyâzî-i Mısrî, ömrünün en bereketli zamanlarını Bursa'da geçirdi. Şiirlerini Bursa'da yazdı... Tekkesi, tam da PTT'nin olduğu yerdeydi.
Bursa'nın kadirşinas yöneticileri, bu tarihî hakikati yeniden hatırlatmak istediler.
Şimdi PTT'nin duvarında Mısrî ile alâkalı bir not var.
biz çayla dostuz. bir bardak çay... bir de dost. zira şunu biliriz: çayı ateş, insanı sohbet demler.
çay muhibbi, sözün ve sohbetin değerini bilen dostlara selam ederim.
Bayram bugün... Hayırlı bayramlar olsun.
Gönlümde iki gündür, merhum Bandırmalı Ali Ağabey var. "Bayram, mahzun gönülleri ihya etmektir" derdi... Mahzun gönülleri bulup ihya ettiği anlatılır.
Ben kurbanın hakikatine erdim, demez; tevazu ile kırık gönüllere dokunurmuş.
Bayram!
Bursa'ya semt kütüphaneleri lazım, derdim.... Millet Kütüphaneleri bu anlamda ihtiyacı karşılayacak ve okumaya olan ilgiyi artıracaktır.
Kitaba değer veren her proje önemlidir... Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün, önemli projelerimizden biri olan Yıldırım Millet Kıraathanesi'nin açılışını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Projenin 7'den 70'e her yaştan hemşehrime hitap edeceğine ve bölgeye fayda sağlayacağına, değer katacağına inanıyorum.
@genclikbursada
Şöyle not almışım:
"Bu yolda tuzaklar çoktur. Görüntüye aldanma. Kimi insanları görürsün, hakikate erdiğini iddia eder. Hatta iddia ile de kalmaz, eğer fırsat verirsen, ezberlediği süslü sözlerle o erdiğini söylediği hakikat zemininden seni irşat etmeye başlar.
Öğrencilerimiz, "Temiz Okul Projesi"ni tasarladılar... Gönüllü olarak haftasonu geldiler, derslikleri temizlediler.
Duyarlı ve gayretli öğrencilerimizi kutluyorum. Onların arkadaşları için bir notu var:
"Lütfen, kirletmeyelim!"
Şubat'ın ilk haftası, benim için matem haftasıdır... Göç mevsimi.
Bu hafta, "aynadaki sarı kız" merhûme anacığımı, aziz Hocam Prof. Esad Coşan'ı, Ahmet Kabaklı üstadı ve kıymetli ağabeyim Muhsin Yazıcıoğlu'nu hatırlarım. Bir de "eve dönen ozan" Cem Karaca'yı.
Rahmet olsun...
"atıyorum" ifadesini hayatımızdan atalım artık arkadaş... sen okçu musun? avcı mısın? mesela de. faraza de. hatırlamadıysan bu kelimeleri, örneğin de. bir şeyler de, ama "atma" be arkadaş. temeli olsun konuşmanın. doğru bak. doğru gör. doğru konuş. ama ne olur, "atma" arkadaş.
Adem Apak hocamızı tebrik ederim; güzel çalışmalar yapıyor.... Bugünün hediyesi yine insandı. Hocamız daha evvel neşrettiği Ashâb-ı Kirâm kitabının gözden geçirilmiş yeni baskısını takdim ettiler.
Kitap meraklıları için şu notu düşürelim: Bu yeni baskının kapağı bir harika...
Not:
Sırât-ı müstakîm üzere olmayı niyaz ederiz. Bu ne anlama gelir? Üç nefeslik şu ömrü, Hak rızasına uygun geçirmek... Bu da ancak Hz. Peygamberin sünnetine bağlılık ile olur.
Sünneti esas almayan dindarlık, "bana göre müslümanlığı"dır. İstikameti "bana göre"den ibarettir.
kütüphane açılmış ve ilk ders başlamış... ömrüne bereket aziz hocam. maalesef görev gereği yolda olmam hasebiyle, o sevince bizzat şahit olmadım. ama gönlüm oradaydı.
evet, Bursa'da Mustafa Kara hocamızın rüyası gerçek oldu... Bursa Tasavvuf ve Edebiyat Kütüphanesi kuruldu.
Şehir Üniversitesi, bilhassa sosyal bilimler alanında temayüz eden bir üniversite. Bu ilim ve irfan yuvası güncel siyasi tartışmalar penceresinden bakılarak zaafa uğratılmamalı.Nitelikli eğitim ve öğretimi gündem edinen bütün taraflar Şehir'e geçtiği bu dar geçite hayır dilemeli.
Nasıl ki, İstanbul'da "Nişantaşı aydını" var ise, Ankara'da da "Çukurambar aydını" var. Nişantaşı aydını kendi hakîkatine yabancılığı ifade ediyor. Çukurambar aydını ise, kendi hakîkatini tüketiyor. İki ayrı mahallenin iki prototipi: Cafelerde buluşan söz ustaları...
büyüklerimizden şunu öğrenmiştik: idari görevler birer nöbet yerleridir; orada süresi dahilinde nöbeti tutup, asıl vazifeye dönmek gerektir.
şükürler olsun, bir nöbetin sonuna daha ermiş olduk.
bin şükür.
"Bütün bu yolculuklar niçin?" diye sordu, sonra yine kendi cevap verdi; "Kendin için...Taşıdığın manayı idrak için."
Yol, mana ile buluşur ise yolculuk bereketlenir.
Bugün Mesnevî'den nasibime düşen hikmet şu cümle oldu:
"Bütün bilgilerin özü şudur: Mahşer günü ben kimim, ne hâle geleceğim, demek ve bunu bilmek!"
Evet, günlük meşgaleler içinde hesap gününü unutma... Hesaba çekileceğini daima hatırda tutarak iş yap.
Attar’ın Mantıku’t-Tayr’da bize verdiği derslerden biri şudur:
Seninle yola çıkanlardan bazıları daha yolun başında bırakır giderler. Bazıları ise, yolun ortasında... Seninle menzile kadar varan birkaç kişi kalırsa, ne mutlu. İşte o geride kalanlar, Sîmurg yani “dost”tur.
"Aşksızlara verme öğüt,
Öğüdünden alır değil.
Aşksız kişi hayvan olur,
Hayvan öğüt bilir değil."
Öğüt sadece sözle verilmez; en kalıcı, en etkili öğüt, hal diliyle, örnek davranış ve tutumla verilen öğüttür.
Bir eski not:
Dostum, kalbine yönel... Yürüyüşün oraya olsun, içindeki huzur ülkesine. Ve eğer bu şehirden, bu kalabalıktan, bu dağınıklıktan kaçacaksan, ne oraya ne buraya, kalbine kaç. Orada sükûtun sesi seni bekliyor.
Kalbine yönel dostum... Kalbine. İçindeki huzur ülkesine.
Çok öfkeliyiz. Çok...Yol ortasında durdurup arabayı. Hâmile kadının huzurunda genç kocasının gururunu, camları ve aynaları kırar gibi kıran bir öfke. Baksan eline yüzüne "adam" dersin. Kimbilir? Belki bir büyük diploması dahi vardır. Sahi, var mıdır? Diploma "adam" etmeye yetmez.
Bugün Bursa'da, şehrin yetiştirdiği değerlerden biri olan Bursalı Mehmed Efendi'yi andık.
Tophane'de Dağıstan muhaciri bir ailenin oğlu olarak doğmuş, Sanat Okulu (TEML)'nda okurken 1. Dünya Savaşı'nda 18 yaşında askere alınmış, 7 yıl askerlik yapmış bir güzel insanı andık.
2025 yılı, Türkçenin en velut şair ve müelliflerinden olan İsmail Hakkı Bursevî’nin vefatının 300. yılı… Dostlarımız, 2025 yılının Bursevî Kültür Yılı olarak ilan edilmesini arzu ediyorlar. Bendeniz de bu talebi destekliyor ve ilgili kurul ve kurumların desteğini bekliyorum.
hani dün anneler günüydüya.. ama kime? şu uyanış vaktinde. sahurda. aklım Uygur öğrencilerimde.
bir gün o delikanlı, "2017'den beri ne anamdan, ne de babamdan haber alamıyorum" demişti. birlikte susmuştuk. tükenmişti teselli cümleleri.
şimdi şu sahur vakti, o cümle düştü gönle.
Günün hediyesi, Fakültemizin gayretli hocalarından Prof. Dr.Adem Apak'ın son eseri... Prof. Apak, Hz. Hatice hakkında güzel bir çalışma yapmış.
Ellerine sağlık aziz hocam...
Sahi, taşra neresidir? Edebiyatçıların tartıştığı gibi, İstanbul'un ötesi mı? Hayır. Taşra, insanın kendini unuttuğu yerdir. İnsanın kendine yabancılaştığı, hakîkatinden uzak düştüğü her yer... Bu bakımdan, İstanbul'un orta yerinde taşralı olan çoktur.
öğrencilerim için not:
meraklı olun. yeni alanlar... yeni kitaplar. not alarak okuyun. çantanızda veya masanızda mutlaka bir kitap olsun. fakat kitapları yalnız bırakmayın. yanında birer tane de defter ve kalem olsun.
demem o ki, kitabın iki dostu vardır: defter ve kalem...
Öğrencilerimizle askerimize dua ettik... Fetih Sûresi okundu, niyazlar yapıldı.
Hak, Barış Pınarı Harekatı'na iştirak eden askerlerimizi muzaffer kılsın. Bu hareket, huzur, güven ve bereket vesilesi olsun.
Milletçe bir olmak, aynı duygularla niyaz edip iyilikte buluşma zamanı.
Şunu anlıyoruz:
Bir süre namazlarımızı evimizde, ailemizle cemaat hâlinde kılacağız... Ailecek buluşma, halleşme zamanı.
Belki öğretmen ve akademisyenlere de idari izinler verilebilir.
Dua, dikkat ve gayret... Hak, bu salgını hayırlısı ile aşmayı nasip eylesin.
İlahiyat Fakülteleri Dekanları, Diyanet İşleri Başkanına karşı yürütülen linç kampanyasına ilişkin açıklama yaptılar.
"Başlatılan bu mesnetsiz tartışmaya son verilsin..."
Vefa, takdir kültürünü tahkim ediyor.. Şaire vefa ise, dile, düşünce ve hayale zenginlik katıyor.
Hele hele şair yaşıyor ise, bu zenginlik arttıkça artar.
Sivas CÜ'nin şair Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız'ın şair-mütefekkir Sezai Karakoç'a vefası takdire şâyândır. Tebrik ederim.
Şiir okuyorum. Daha doğrusu okumaya çalışıyorum. Genç şairler neden Fuzûlî okumaz mesela? Hadi yolları Galib'e uğramadı, neden Yahya Kemâl yahut Arif Nihat'tan okumazlar? Bari Sezai Karakoç okusa... Belki Cemal Süreyya yahut Ahmet Muhip.Yazmadan evvel biraz şiir oku şair... Oku.
Fakültemiz İslam Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Cici "resmen" emekli oldu... İstanbul'da özel bir üniversitede derslere girecek olan Hocamızın, sağlık ve afiyet içinde nice güzel eserler telif etmesini, nitelikli öğrenciler yetiştirmek için katkı sunmasını niyaz ederim.
Merhum Âkif Emre, "mekânın da bir kalbi vardır" demiş. Doğru demiş. Mekânın da bir kalbi vardır, şehrin de... Mesele nedir? Mesele, o kalbin farkında olmaktır.
Evet, o kalbin farkında olarak mekânı anlamak, şehri okumak...
Rahmet olsun Âkif Emre'ye hoş kelâm edip gitmiş.
neresini düzeltelim, "çocuk mevlidi" adı altında sergilenen gösterilerin? ne diyeyim? ne kültür, ne sanat... ne de gelenek! tamamen taklit ürünü bu hâli tasvir ve tahkiye etmek bile gereksiz. oysa "akika kurbanı" keserek mütevazı bir sofra kurup, adabına uygun mevlid okutabilir.
İşte hayat bu kadar kısa: Dün bu saatlerde selamını aldığım Ömer Tuğrul İnançer beyefendinin şimdi göç haberi geldi... Rabbim rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Onun bu kısacık dünya hayatını ilim ve sanat hizmetiyle doldurduğuna, insanlık için faydalı işler yaptığına şahidiz.